Kültür Meclisi

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür

Kültür Meclisi Nedir?

kultur@kulturmeclisi.com

MENU

‘Aşağılanmadan, hakarete uğramadan, haksızlığa tanık olmadan…’

28 Nisan Cuma, 2023

Aslı Uluşahin

Yazar, çevirmen Ayşe Sarısayın’a sorduk: Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz? Nasıl bir kültürel gelecek hayal ediyorsunuz? Yanıtlarını aktarıyoruz:

Paylaş

Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz?

Bu soruyu kısaca “Yaşanabilir bir Türkiye’de” diye yanıtlayabilir, tüm isteklerimi tek bir sözcüğe sığdırabilirim. Ya da sorunun kışkırtıcılığına kapılabilir, yıllar yılı biriktirdiğim öfkeleri ve özlemleri dile getirmek için bir fırsat olarak görebilirim. Yaşamak istediğim Türkiye gitgide bir “yokülke” gibi gelse de hâlâ umudumu kesmediğim bu ülkede yaşamak istemediklerimi sıralayabilirim…

Ayrışmaların ötekileştirmelerin olmadığı, kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin son bulduğu, çocukların taciz edilmediği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, tüm dinlerin, dillerin, etnik grupların aynı saygıyı gördüğü, ifade özgürlüğünün olduğu, kimsenin düşüncelerinden dolayı yargılanıp yok yere yıllarca hapiste tutulmadığı, hukuk kurallarının ve yasaların herkes için eşit uygulandığı, adalet kavramının gerçek anlamını bulduğu, gelir dengesizliklerinin düzeltildiği, eğitimin yükselen değer olduğu, herkesin onuruyla yaşayabileceği koşullara kavuştuğu, anayasal hakların korunduğu, geçmişin hatalarıyla yüzleşildiği, var olmazsa var olamayacağımız tabiat anaya şefkat gösterildiği, gelecek kuşaklara miras bırakılacak toprakların, denizlerin, ormanların tahrip edilmediği, olur olmaz her yerin betona bulanmadığı…. Yanlış uygulamalar ve hırsızlıklar yüzünden insanların betonların altında ölüme bırakılmadığı…

Bu liste sonsuza dek uzayıp gidecek belli ki! Özetle; aşağılanmadan, hakarete uğramadan, herhangi bir konuda herhangi bir haksızlığa tanık olmadan sıradan günler geçirebileceğimiz bir Türkiye’de yaşamak isterim. Kaygılardan korkulardan uzak, yüreğim sıkışmadan, boğulduğum hissine kapılmadan… Cahit Sıtkı Tarancı’nın güzelim dizelerinin az çok gerçek olduğu bir ülkede: “Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; / Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun. // Memleket isterim / Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; / Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. // Memleket isterim / Ne zengin ne fakir, ne sen ben farkı olsun; / Kış günü herkesin evi barkı olsun. // Memleket isterim / Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; / Olursa bir şikâyet ölümden olsun.”

Nasıl bir kültürel gelecek hayal ediyorsunuz?

Öncelikli hayalim eğitime ve kültüre hak ettiği değerin verildiği, herkesin eşit koşullarda eğitim görebildiği bir gelecek… Çocukların, gençlerin kültür ve sanata yakınlaşmalarına zemin hazırlayacak politikalar belirlenmeli, temel eğitim bu politikalar çerçevesinde oluşturulmalı. Her alanda olduğu gibi kültürel alanda da ifade özgürlüğü olmalı, kimse var olan sisteme karşı düşüncelerinden dolayı yargılanmamalı. Türkiye’de konuşulan diğer dillerde de yayınlar yapılmalı, bu dillerde eğitim verilerek yaygınlaşmalarına fırsat tanınmalı.

Kültür çalışmalarına çok daha büyük bütçeler ayrılmalı, özel girişimler desteklenmeli. Kitaplara daha kolay ulaşmanın yolları bulunmalı, halk kütüphaneleriyle halk eğitim merkezleri sadece kitap alışverişine ya da eğitime yönelik olmaktan çıkarılıp insanların bir araya gelip tartışabilecekleri, çeşitli etkinlikler izleyebilecekleri yaşayan kültür merkezlerine dönüştürülmeli, daha da önemlisi, büyük kitlelerin bu kurumlara ilgisini devşirmeye yönelik çalışmalar yapılmalı.

Kültürel mirasa her alanda sahip çıkılmalı, unutulmaya yüz tutmuş kültürlere ilişkin araştırmalara destek verilmeli, gelecek kuşaklara aktarılması sağlanmalı. İz bırakmış sanatçıların, yazarların evleri, arşivleri değerlendirilerek ziyarete, hatta belli kurallar çerçevesinde kullanıma açılmalı…

Yaşadığım Heybeliada’dan bir örnek verecek olursam, Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi önemli bir edebiyatçımızın yıllarca yaşadığı tarihî köşk kaderine terk edilmemeli, yangına, soyguna açık bir halde ortada bırakılmamalı…

Ayşe Sarısayın hakkında:

1957’de İstanbul’da doğdu. Kimya mühendisliği ve işletme eğitimi gördü, uzun yıllar ilaç sektöründe çalıştı. Behçet Necatigil’e ilişkin anılarının yer aldığı ilk kitabı ‘Çok Şey Yarım Hâlâ’ 2001’de yayımlandı. Öykü kitaplarından ‘Denizler Dört Duvar’ 2004 Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne, ‘Yorgun Anılar Zamanı’ 2005 Sait Faik Hikâye Armağanı’na, ‘Karakalem Resimler’ Dünya Kitap dergisinin 2008 Yılın Telif Kitabı Ödülü’ne değer görüldü. 2009’da yayımlanan ‘Erdal Öz, Unutulmaz Bir Atlı’ adlı biyografiyle ‘Beşiktaş, Yollar ya da Anılar Boyunca’ adlı otobiyografik semt kitabını ‘Ansızın Günbatımı’ (roman, 2014) ve Selim İleri’yle edebiyattaki 50. yılı için yaptığı nehir söyleşi ‘O Aşk Dinmedi’ (2017) izledi. Çocuk edebiyatı alanında da çalışmaları olan ve Almancadan çeviriler yapan Ayşe Sarı­sayın’ın Siegfried Lenz’den çevirdiği ‘Almanca Dersi’ romanına, Dünya Kitap Yılın Çeviri Kitabı Ödülü verildi (2012).

Sizin görüşlerinizi önemsiyoruz. Yorumlarınızı bize iletin.

1 yorum

  1. Funda Filiz Akakça dedi ki:
    Nisan 30, 2023, 12:14 pm

    O kadar güzel ifade etmişsin ki hislerimize tercüman olmuşsun Ayşeciğim .

    Cevapla

Yorum Gönderin Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlara da bakabilirsiniz

‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Slow Horses’, ‘The Gentlemen’, ‘The Ministry of Ungentlemanly Warfare’ gibi yapımlarda reji asistanlığı yapan Ayşe Ecer, ‘erkekler kulübü’ sayılan dizi-film sektöründe kadın olmayı anlattı: “Kıdemli olduğum halde aynı pozisyondaki erkek iş arkadaşlarımdan az para kazandığımı öğrendiğimde dünya başıma yıkılıyor sandım. Bunun ‘istenmeden yapılmış bir hata’ olduğuna inanmaya çalışsam da gerçeğin ne olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.”
Devamı
‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

25 yıldır işin mutfağında olan, müzik organizatörü ve menajer Serkan Fidan, festival ve konser yasaklarının sektöre etkilerini anlattı: “Artık keyfi engellerle savaşmaya, B, C, D planlarını uygulamaya inanın gücümüz kalmadı. İnsan hukuksal dayanağı oldukça zayıf, keyfi sebeplerle iptallerle karşılaştıkça kötü hissediyor. Kötü çocuk, istenmeyen evlat ya da adı her neyse…”
Devamı
Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Müzik yazarı Murat Meriç, yasaklarla dolu tarihimizi ve bugün vardığımız yeri yazdı: “Umudunu her dem diri tutan bir insan olarak bu cümleyi kurmayı hiç istemiyorum ama durum sahiden vahim. Tek çare yan yana gelmek ve ses çıkarmak. Sustuğumuz sürece bu yasaklar sürecek, üzerine yenileri eklenecek. Şu an herkes Zeytinli Rock Festivali için plan yapıyor. Peki bu festivalin yasaklanmayacağını nereden biliyoruz? Yasaklanırsa ne yapacağız? Bunları düşünmenin zamanı geldi, geçiyor.”
Devamı
‘Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyor gibi hissediyorum’

‘Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyor gibi hissediyorum’

11 ülkeden sanatçının eserlerinin sergilendiği ‘Ev’ sergisinin küratörü Darico Hasaya ile sergiyi ve göçmen bir sanatçı olarak Türkiye’deki deneyimlerini konuştuk: “Rusya, Gürcistan ve Türkiye, bu ülkeler için sonsuza kadar kan ağlayacağım. Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyormuş gibi hissediyorum. Ama Türkiye benim nihai varış noktam değil.”
Devamı
‘Okur hangi birimizi kurtarsın?’

‘Okur hangi birimizi kurtarsın?’

Parşömen Ebebiyat’ın yayın yönetmeni, yazar Onur Çalı: “Bir edebiyat dergisi çıkarmak neden sürdürülebilir değil bu ülkede? Konuşulması gereken bu. Kapanan bağımsız yayınların, dergilerin yerlerine yenileri çıkabiliyor mu? Varlık, Notos gibi dergiler bile yayın hayatlarını sürdürmekte giderek zorlanıyorlarsa ortada büyük bir sorun var demektir.”
Devamı
‘Yalnız değilsiniz. Cesaretinize büyük hayranlık duyuyorum’

‘Yalnız değilsiniz. Cesaretinize büyük hayranlık duyuyorum’

‘Pride’ filminin ödüllü senaristi Stephen Beresford: “Yalnız değilsiniz. Neler olduğunu görüyoruz. Cesaretinize büyük bir hayranlık duyuyorum. Onur Yürüyüşlerinden, tazyikli su ve hatta göz yaşartıcı gazın olduğu şok edici görüntüler hatırlıyorum. Dünya bunu görüyor ve umarım elimizden geldiğince yaşananlara bir ışık tutabiliriz.”
Devamı

Kültür Meclisi

kultur@kulturmeclisi.com

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür