Kültür Meclisi

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür

Kültür Meclisi Nedir?

kultur@kulturmeclisi.com

MENU

‘Av gibi hissetmediğim, kimsenin av gibi hissetmediği bir Türkiye istiyorum’

8 Mayıs Pazartesi, 2023

Aslı Uluşahin

Yazar, yayıncı, gazeteci Burcu Aktaş’a sorduk: Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz? Nasıl bir kültürel gelecek hayal ediyorsunuz? Yanıtlarını aktarıyoruz:

Paylaş

Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz?

Av gibi hissetmediğim, kimsenin av gibi hissetmediği bir Türkiye istiyorum.

Herkesin hakkıyla yaşadığı, yaşamlarımızı müşterek sürdürebildiğimiz ve tüm bunların lafta, uygulanmayan anlaşmalarda-kanunlarda kalmadığı bir ülkeye dair derin bir özlem duyuyorum. Herkes yaşamalı ki yaşaması olmayanlar totaliter bir düzen kurmasın. Bunu Füsun Akatlı ‘Yaşamın Çiçek Tozları’ denemesinde mükemmelen anlatır: “İnsanı görüşümüzde, dünyayı görüşümüzde (ya da en azından, onlara bakışımızda) ortaklıklar bulunmadıkça, bir dünyayı paylaşmanın bunca katlanılmaz oluşu ve dünyaların ayrılması, dillerin ayrılması bundan değil mi? Yaşaması olmayanın, yaşantıları çekip çevirmek, dizginlemek, tornalamak istemesi bundan. Acıyı yaşayanın, haksızlığı yaşayanın, öfkeyi yaşayanın, değerleri yaşayanın; eylemi yaşamasından ve olanca yoğunluğuyla yaşamasından bunca ürkülmesi, korkulması ve yaşaması olmayanların, yaşamları boyunca, aslında sadece bu korkuyu yaşamaları da bundan.”

Yaşamanın üretmek ve dönüşmekten ibaret olduğu, mevsimlerin herkes için değişebildiği, çocukların ve gençlerin toplumsal yaşamın her alanında karşılaştığı adaletsizliğin, eşitsizliğin ortadan kalkması için verilen mücadelelerin sonuç verdiği bir ülkede yaşamak istiyorum.

Şimdiye kadar hiç olmasa da, belki artık adım atarsak uzak gelecekte olabilecek bir Türkiye hayalim var: “Makbul”ün ve “hain”in siyasetçiler tarafından belirlenmeyeceği bir Türkiye… Herkesin kendi olabildiği ve kendi gerçeğini söyleyebildiği bir Türkiye…

Nasıl bir kültürel gelecek hayal ediyorsunuz?

Tek tipleşmeyi ve kültürsüzleşmeyi eğitim-öğretimden çekip çıkarabilirsek ancak kültürel bir gelecekten bahsedebiliriz. Düşününce bile heyecanlanmamak elde değil.

Ezberlenmiş öğretilerden, sloganlardan uzakta sanatın ve edebiyatın yaşamlarımızın doğalı haline geldiği, onlardan şikâyetçi olunmayan, onları susturmaya, sesini kısmaya çalışmayan bir gelecek…

Kültür sanatla ilgili alanlara yalnızca prestij kazanmak için girmiş patronların, holdinglerin, şirketlerin, siyasi figürlerin yönetmediği bir kültürel gelecek hayalim var. Sanatçıların, edebiyatçıların dallarını meyve basmış bir ağaç gibi verimli olabilecekleri bir ortam…

Burcu Aktaş hakkında:

1980’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Antropoloji eğitimi aldı. Uzun yıllar Radikal gazetesinde çalıştı. Radikal Kitap’ın editörlüğünü yaptı. Selim İleri’nin iç dünyasını anlattığı ‘Düşüşten Sonra’ adında bir anlatı kitabı ve ‘Çarpık Ev’, ‘Durmayalım Düşeriz’, ‘İstasyonda Vals’, ‘Vahşi Şeyler’ isimli dört çocuk romanı var.

Sizin görüşlerinizi önemsiyoruz. Yorumlarınızı bize iletin.

Yorum Gönderin Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlara da bakabilirsiniz

‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Slow Horses’, ‘The Gentlemen’, ‘The Ministry of Ungentlemanly Warfare’ gibi yapımlarda reji asistanlığı yapan Ayşe Ecer, ‘erkekler kulübü’ sayılan dizi-film sektöründe kadın olmayı anlattı: “Kıdemli olduğum halde aynı pozisyondaki erkek iş arkadaşlarımdan az para kazandığımı öğrendiğimde dünya başıma yıkılıyor sandım. Bunun ‘istenmeden yapılmış bir hata’ olduğuna inanmaya çalışsam da gerçeğin ne olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.”
Devamı
‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

25 yıldır işin mutfağında olan, müzik organizatörü ve menajer Serkan Fidan, festival ve konser yasaklarının sektöre etkilerini anlattı: “Artık keyfi engellerle savaşmaya, B, C, D planlarını uygulamaya inanın gücümüz kalmadı. İnsan hukuksal dayanağı oldukça zayıf, keyfi sebeplerle iptallerle karşılaştıkça kötü hissediyor. Kötü çocuk, istenmeyen evlat ya da adı her neyse…”
Devamı
Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Müzik yazarı Murat Meriç, yasaklarla dolu tarihimizi ve bugün vardığımız yeri yazdı: “Umudunu her dem diri tutan bir insan olarak bu cümleyi kurmayı hiç istemiyorum ama durum sahiden vahim. Tek çare yan yana gelmek ve ses çıkarmak. Sustuğumuz sürece bu yasaklar sürecek, üzerine yenileri eklenecek. Şu an herkes Zeytinli Rock Festivali için plan yapıyor. Peki bu festivalin yasaklanmayacağını nereden biliyoruz? Yasaklanırsa ne yapacağız? Bunları düşünmenin zamanı geldi, geçiyor.”
Devamı
‘Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyor gibi hissediyorum’

‘Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyor gibi hissediyorum’

11 ülkeden sanatçının eserlerinin sergilendiği ‘Ev’ sergisinin küratörü Darico Hasaya ile sergiyi ve göçmen bir sanatçı olarak Türkiye’deki deneyimlerini konuştuk: “Rusya, Gürcistan ve Türkiye, bu ülkeler için sonsuza kadar kan ağlayacağım. Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyormuş gibi hissediyorum. Ama Türkiye benim nihai varış noktam değil.”
Devamı
‘Okur hangi birimizi kurtarsın?’

‘Okur hangi birimizi kurtarsın?’

Parşömen Ebebiyat’ın yayın yönetmeni, yazar Onur Çalı: “Bir edebiyat dergisi çıkarmak neden sürdürülebilir değil bu ülkede? Konuşulması gereken bu. Kapanan bağımsız yayınların, dergilerin yerlerine yenileri çıkabiliyor mu? Varlık, Notos gibi dergiler bile yayın hayatlarını sürdürmekte giderek zorlanıyorlarsa ortada büyük bir sorun var demektir.”
Devamı
‘Yalnız değilsiniz. Cesaretinize büyük hayranlık duyuyorum’

‘Yalnız değilsiniz. Cesaretinize büyük hayranlık duyuyorum’

‘Pride’ filminin ödüllü senaristi Stephen Beresford: “Yalnız değilsiniz. Neler olduğunu görüyoruz. Cesaretinize büyük bir hayranlık duyuyorum. Onur Yürüyüşlerinden, tazyikli su ve hatta göz yaşartıcı gazın olduğu şok edici görüntüler hatırlıyorum. Dünya bunu görüyor ve umarım elimizden geldiğince yaşananlara bir ışık tutabiliriz.”
Devamı

Kültür Meclisi

kultur@kulturmeclisi.com

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür