Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz?
Hayatta kaldığım değil, yaşadığım bir Türkiye istiyorum. Öyle bir hale geldi ki çoğumuz kiralarımızı ödeyemiyoruz, günde üç öğün yemek yerine iki öğün ya da tek öğün yemek yiyoruz, insanlar yoksulluktan intihar ediyor. Kadınlar olarak hemen her gün bir hemcinsimizin cinayet haberini alıyoruz; istediğimiz gibi giyinmemizi, istediğimiz gibi yaşamamızı engellemek istiyorlar. 8 Mart Gece Yürüyüşlerimiz, 25 Kasım Yürüyüşlerimiz yasaklanıyor. LGBTİ+’lar olarak; her yıl Onur Haftası etkinliklerimiz, Onur Yürüyüşlerimiz yasaklanırken temel haklarınıza erişirken çok ağır hak ihlallerine maruz bırakılıyoruz. Tüm bunların yanında kentler ve doğa talan edilmiş vaziyette, paha biçilmez ormanlar, kıyılar, göller bir avuç betona kurban ediliyor. Özetle ataerki ve kapitalizm yaşamlarımızı ve geleceğimizi çalıyor.
Bu noktada yoksulluğun olmadığı, milli gelirin eşit dağıldığı, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşam güvencesinin olduğu, kentlerin doğayla iç içe olduğu bir Türkiye’de yaşamak istiyorum diyebilirim. Aslında sadece hayallerimizin değil hayatlarımızın da olduğu bir Türkiye’de “yaşamak” istiyorum.
LGBTİ+’lar için nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?
Öncelikle translar için bir “gelecek” istiyorum artık. Bunun yanında LGBTİ+’ların anayasada tanındığı, evlilik eşitliğinin olduğu, güvenle yaşadığımız, özgür ve eşit olduğumuz bir gelecek hayal ediyorum. Onur Yürüyüşlerinin direniş değil kutlama olduğu bir gelecek hayal ediyorum.
Herkesin eşit ve özgür olduğu bir ülke çok güzel olmaz mıydı?
İris Mozalar hakkında:
1999 yılının sonunda Mersin’de, Dersimli bir ailede doğdu. İlkokul ve liseyi Mersin’de okuduktan sonra İstanbul’a üniversite okumak için taşındı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Şehir ve Bölge Planlama bölümü öğrencisi. Kliplerde oyunculuk yaparak başladığı sanat hayatına performans, modellik ve amatör bir şekilde DJ’lik yaparak devam ediyor. Aynı zamanda feminist ve LGBTİ+ hakları aktivisti.