Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz?
Yaşamak istediğim gibi bir ülkenin aslında hayal edilmesi değil, zaten en doğal hâliyle var olması gerektiğini görmek çok acı bir duygu. Öyle ya, hayal dediğin; hayatı üzerine inşa etmemiz gereken gerçeklerden öte şeyler için devreye girmeli. İlave bir güzellik, bambaşka yaratıcı bir özgürlük alanı olarak…
Oysa bir nefeste sayacağım şeylerin hepsi sıradan bir hayatın olmazsa olmazı. Adalet gibi. Adaletini kaybetmiş bir ülkede hangi günlük hayattan bahsedilebilir? Ayağımızın altına adalet zemini istiyorum öncelikle, şu hukuk devleti denen şeyin tesisini. Her güne haksız gözaltılar, tutuklamalar ve akıl almaz cinayetlerle uyanmamayı. Adil, özgür, eşit vatandaşlardan kurulu bir düzeni.
Bir seçim arifesindeyiz. Daha geçende Yeşil Sol’un gönüllüsü de olan Kürt sokak müzisyeni Cihan Aymaz “Ölürüm Türkiyem” istek şarkısını söylemediği gerekçesiyle Kadıköy Rıhtım’da bıçaklanarak öldürüldü. O kıpkırmızı sular gözümün önünden gitmiyor. Her Allah’ın günü Cumhurbaşkanı’ndan bakanlara bir ağızdan bir LGBTİ+ nefretidir akıp gidiyor. Irkçılık olağanlaşmış. Dil, kan kusuyor.
Muhalif olmak böyle bir zamanda sadece sözle değil eylemle sınanır. Seçimden sonra değil hemen şu anda tutuklanan Kürt gazetecilere, halen rehin olarak tutulan HDP’li siyasilere, hak savunucularına, avukatlara, dostlarımıza, yoldaşlarımıza sahip çıkma zamanıdır. Bu “sıradanlaşmış kötülük” düzeni yıkılacaksa, bu devran başka türlü dönecekse kısır kavgaları bırakıp Van’da CHP konvoyunu ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu coşkuyla karşılayan halkın inancına saygı duyma fırsatıdır. Yani kısaca umuda layık olma zamanıdır.
O umut ki nice zorla kaybettirilen, öldürülen, evleri başına yıkılan ama vakarından, haklı varoluş mücadelesinden vazgeçmeyen insanların hepimize emaneti. Ancak birlikte başarabileceğimize dair avaz avaz bir uyarı. O umut ki en çok gözyaşı, ter ve kanla beslendi. Ve yine de hep tertemiz kalmayı bildi.
Son kavşaktayız. Döndüğümüzde yepyeni bir ufuk görmeyi hayal ediyorum. Başımı geriye atıp ağız dolusu gülebildiğim bir manzarayı. Öbürünü zaten biliyorum.
Nasıl bir kültürel gelecek hayal ediyorsunuz?
Sözün hükmünün olduğu bir gelecek hayal ediyorum. Kendimizi tutamayıp şarkılar söylediğimiz, kahkahalarımızdan utanmadığımız, bir gıdım mutluluğun iki saniye içinde utanca dönüşeceği bir facia haberiyle daha sarsılmadığımız bir gelecek.
Sansür ve otosansürün sözlük anlamlarının dahi unutulduğu günler düşlüyorum. Dava konusu edilen, poşetlere tıkılan, imha edilen kitapların gururla vitrinlerin en önüne konduğu, elden ele çoğaldığı zamanları. Özgürüz, yaratıcıyız, mutluyuz; sanat dediğin hayatın tam ortasında. Yaşadığımız günü kutluyoruz doyasıya. En çok da çocuklarla ve gençlerle bir arada.
Edebiyatla da kaydını tuttuğumuz geçmişin bütün acılarının yüzleşmesine girişilmiş. Şu ânımızdan utanmayalım ve ferah yürekle nefes alabildiğimiz bir geleceği inşa edebilelim diye. Hayallere ve aşka vurulan ket yok. Aşkın her hâli makbul, kabul ve ortalık yerde. Yüz yüze, el ele konuşuyoruz. İnsan hikâyesi denen biricik hakikat anlamını bulmuş. Biz de varlık sebebimizi hatırlamışız bu sayede. Aşka gelmişiz. Üretiyor, paylaşıyor, hayatın bütün olasılıklarını selamlıyoruz. Çok güzeliz hep birlikte.
Karin Karakaşlı hakkında:
1972’de İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’nün ardından Yeditepe Üniversi-tesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. 1998’de öykü dalında Varlık dergisinin Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’nü kazandı. Uzun yıllar Agos gazetesinde çalıştı. Radikal 2, Kültür Sanat Servisi, Gazete Duvar’da düzenli olarak yazan Karakaşlı’nın öykü, roman, araştırma, deneme, çocuk ve gençlik edebiyatı ile şiir alanındaki eserleri şunlardır: Başka Dillerin Şarkısı, Can Kırıkları, Müsait Bir Yerde İnebilir Miyim?, Ay Denizle Buluşunca, Benim Gönlüm Gümüş, Cumba, Türkiye’de Ermeniler: Cemaat, Birey, Yurttaş (inceleme, Günay Göksu Özdoğan, Füsun Üstel ve Ferhat Kentel ile), Gece Güneşi, Her Kimsen Sana, Dört Kozalak, Yetersiz Bakiye, İrtifa Kaybı, Asiye Kabahat’ten Şarkılar Dinlediniz, Konaktakiler, İyi Geceler Luna, Uçan Kız Volante. Karakaşlı halen P24’te yazıyor.