Kitapçı açmaya nasıl karar verdiniz?
Çılgınca. En doğru yanıt bu sanırım. Ergun’la tanıştıktan ve ikimizin de küçük bir kitapçı dükkânı açmayı ayrı ayrı hayal ettiğimizi anladıktan sonra, bunu birlikte yapmaya karar verdik. Ama ikimizin de ne kitapçılık konusunda deneyimi vardı ne de fazla paramız. Yapabiliriz dedik ve tuhaf bir şekilde yaptık.
Yerdeniz Kitapçısı 7 yılı geride bıraktı. 7 yıl nasıl geçti?
Güzel ve sürprizli geçti genel olarak. Bir kere başlangıçtan itibaren, sektörü bilenlerin bize söylediği kadar kötü gitmedi. Dükkân başlangıçtan itibaren, ufak tefek tökezlemeleri saymazsak, kendi masraflarını çıkardı. Yerdeniz arkadaşlarımız, dostlarımız için bir buluşma yeri haline geldi. Pek çok yeni arkadaşımız oldu Yerdeniz müdavimleri arasından. En önemlisi de iyi okurun, zincir kitap mağazalarının raflarında ve vitrinlerinde kendine yer bulamayan nitelikli kitapları bulacağından emin olarak uğradığı bir kitapçı oldu.
‘Kitap rafları her şeyi söyler’
Kitabevinizin kataloğu neleri kapsıyor? Raflarınızda yer vereceğiniz kitapları nasıl seçiyorsunuz?
Yerdeniz Kitapçısı bir edebiyat kitapçısı. Kitaplarımızın büyük çoğunluğunu romanlar, öykü ve şiir kitapları oluşturuyor. Bunların yanı sıra edebiyat eleştirisi, felsefe, kadın sorunları, popüler bilim alanlarında seçme kitaplardan oluşan bir portföyümüz var.
Kitapları başlangıçta iyi okur arkadaşlarımınız, kitapçılık yapan/yapmış arkadaşlarımızın önerileri ve kendi okuduklarımız arasından seçtik. Ancak zaman içinde yeni çıkanları dikkatle izlemeye, uygun olanları portföyümüze katmaya başladık. Müdavimlerimiz bizim gözümüzden kaçanlara dikkatimizi çekti. Diyebilirim ki Ergun ve benim çabalarımızın yanı sıra, dostlarımızın ve müdavimlerimizin de önemli katkısı var.
Yerdeniz Kitapçısı’nın nasıl bir okur profili var?
Yerdeniz’e herkes geliyor. Ama ısrarla gelmeye devam edenler iyi okurlar, okur olarak kendini geliştirmek isteyenler. Aslında hem Yerdeniz’deki kitapları hem Yerdeniz müdavimlerini en iyi tarif edecek şey, Nijeryalı şair ve yazar Ben Okri’nin şu sözleridir:
“Tanıdıklarımın evlerine ziyarete gittiğimde kitaplıklarına şöyle bir bakarak bilmem gereken her şeyi görüyorum, kendileri ne derlerse desinler. Raflar dolusu Shakespeare, Dickens, Jane Austen, Thomas Hardy veya Henry James ile ya da klasik niteliği kazanmış diğer her şeyle bir kütüphane kurmak kolaydır. Günün popüler kitaplarının yanında Toni Morrison, Rushdie, Marquez gibi yenilikçi eğilim gösteren yazarlardan havalı bir koleksiyon oluşturmak da mesele değildir. Ancak Ukraynalıların, İranlıların, Hindistanlıların, Mısırlıların romanlarına, tanınmayan bir Samoalının şiirlerine, bir Hollanda öykü derlemesine, Kenyalı, Nijeryalı, Jamaikalı romancıların yapıtlarına, Portekizlilerin tiyatro oyunlarına, Japon ağıtlarına yer vermek, insan ruhunun hayalini kurduğu şeylere ilgi duyulduğunu gösterir ve işte bu özel bir şeydir. Bu kişi, Goethe’nin bir dünya vatandaşı olarak nitelendirebileceği biri olabilir. Bu kişi, insanın arkadaş olmak isteyeceği, insanlığa düşkün, onun dehasının çeşitliğinin büyülediği biridir.”
Yerdeniz’de böyle bir anlayışla kitap seçmeye çalışıyoruz diyebilirim. Bunu başarıp başaramadığımız tamamen bambaşka bir şey elbette. Ancak okurlarımızdan birinin bizi çok mutlu eden şu sözlerini de yinelemeden geçemeyeceğim: “Arkadaşlarım bütün bu kitapları nereden buluyorsun, senin önerdiğin kitaplar hem başka yerlerde pek görmediğimiz, adını duymadığımız kitaplar hem de çok güzeller. Ben de diyorum ki Yerdeniz’den buluyorum, onların önerilerine kulak veriyor, çok satması gerekenleri izliyorum.” Hem kitaplarını bizden alan hem de bizi sosyal medyadan izleyen ve kitaplarını bizim önerilerimize göre seçen pek çok okurdan bu minvalde, bize cesaret veren, bizi sevindiren geri bildirimler alıyoruz.
‘Çok satması gerekenler’ bölümünüz var. Peki çok satması gerekenler Yerdeniz’de çok satıyor mu?
Evet, Yerdeniz’de çok satıyor. Dükkânımız küçük olduğundan kitapları çok sayıda bulundurmamız mümkün olmuyor. Kimi kitaplardan bir, genel olarak iki-üç adet bulundurmamız mümkün. Fakat “Çok Satması Gerekenler” masasında bulunan kitapları çok sayıda bulundururuz ve okurumuzdan büyük ilgi görür. Çoğu Yerdeniz okuru bizim önerilerimizden memnun kalacağını deneyimlemiştir ve bu nedenle o seçkiye ilgi gösterir. Başka yerlerde çok satıp satmadıklarını bilmek zor ama sosyal medya hesaplarımızdan o kitapları bütün okurlara duyurmaya gayret ediyoruz. Daha çok okunmalarına katkımız oluyorsa, ne mutlu bize.
Kitapçılarla yayıncıların ilişkisi
Yayınevleriyle bağımsız kitapçılar arasında nasıl bir işleyiş, işbirliği var? Bu ilişkide değişmesini, gelişmesini, iyileşmesini istediğiniz yanlar var mı?
Süreğen, iki tarafı da tatmin eden bir ilişkiler ağından söz etmek mümkün değil. Kişisel tanışıklıklarla, kişisel çabalarla doğrudan yayıncılardan kitap aldığımız durumlar oluyor ama bu alanda yapılması gereken çok şey var. Yayıncılar Kooperatifi’nin kurulmasını heyecanla karşılamıştık ama maalesef kooperatif belli başlı yayıncıları bünyesine henüz alabilmiş değil. Yayıncılar Kooperatifi’nin başlıca yayıncıları bünyesine katması ve bağımsız kitapçılarla herkesin lehine ilişkiler kurması sektörde çok büyük bir ihtiyaca cevap verecektir.
Bağımsız kitapçıların, zincir mağazalar ve internet satış siteleri karşısındaki bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Önemi nedir, zorlukları neler?
Bağımsız kitapçıların olmadığı bir dünyada, Ben Okri’nin sözünü ettiği türden bir kütüphane kurma, o çeşitlilikte kitap okuma olanağının ortadan kalkacağı kanısındayım. Bağımsız kitapçıların ortadan kalkması, giderek bağımsız yayıncılığın da ortadan kalkması anlamına gelecektir. Çünkü okunmaya değer kitapların önemlice bir kısmı, maalesef, çok satan, yayıncısına çok para kazandıran kitaplar değil ve onları yayınlayanlar bağımsız yayıncılar, raflarına koyup görünür kılanlar da bağımsız kitapçılar.
Zorluklar saymakla bitmez tabii. Zincir mağazalar ve internet kitapçılarının pazarlık gücü bağımsız kitapçılarda yok. Bağımsız kitapçıların, yayıncılardan onların aldığı şartlarda kitap almayı hayal etmesi bile söz konusu değil. İnternet kitapçılarının indirimleriyle rekabet etmesine imkân yok.
‘Haksız rekabet önlenmeli’
Sabit Fiyat Yasası’nın çıkarılmasını istiyorsunuz. Kitapta ‘sabit fiyat’ ne anlama geliyor? Kitapçılar ya da genel olarak yayın dünyası için önemi nedir?
Kitapta sabit fiyat, kitabı kimsenin etiket fiyatının altında bir fiyatla satamaması demek. Bu kimi ülkelerde belli sürelerle (örneğin iki yıl boyunca), kimi ülkelerde ise süresiz uygulanıyor bildiğim kadarıyla. Niçin Sabit Fiyat Yasası’nın çıkarılmasını istiyoruz? Çünkü zincir mağazalar ve internet kitapçıları pazarlık güçlerini ve çeşitli olanaklarını kullanarak çok büyük indirimlerle kitap alabiliyor yayıncılardan ve bu kitapları yine büyük indirimler yaparak satabiliyor ve buna rağmen kâr edebiliyor. Bağımsız kitapçılar kitapları o şartlarda alamadığı için etiket fiyatından satmaya mecbur. Bu ise hem bağımsız kitapçıların aleyhine müthiş bir haksız rekabete yol açıyor hem de büyük alıcıları yüksek indirimle kitap vermeye mecbur olacağını bilen yayıncının, etiket fiyatını ona göre belirlemesine yol açıyor diyebiliriz. Sabit Fiyat Yasası hem bu haksız rekabeti önleyecek hem de uzun vadede etiket fiyatlarının bu bilgiyle belirlenmesini sağlayacaktır.
Sabit Fiyat Yasası’nın kitapçıları korumasına büyük yararı olur, buna şüphe yok. Korumaya yeter mi, onu zaman gösterir.
Ekonomik krizin kitapçılara yansıması nasıl oldu?
Şüphesiz etkiliyor. Kitap almaya gelip fiyatını öğrenince almadan çıkanlar çoğaldı. Eskiden ayda sekiz-on kitap alan okur, şimdi dört-beş kitap alabiliyor. Bilhassa öğrenciler ve dar gelirliler kitap almakta hakikaten zorlanıyor.
Ekonomik krizi ve sonucunda kitap fiyatlarındaki artışı izleyerek, telifli kitapların PDF dosyalarını arayanlar, paylaşanlar çoğaldı ki bu hem telif haklarının ihlali anlamına geliyor hem de kimi kitapların artık kimse tarafından basılamaz hale gelmesine yol açabilecek çok tehlikeli bir gidişat kanımca. Görece ucuz olan e-kitaplara yönelenler de var mutlak.
Bugün yine kitapçı açmak ister miydiniz?
Elbette isterdik. Ama muhtemelen daha mütereddit olurduk. Ekonomik koşullar, inanılmaz yükselen fiyatlar ve kiralar caydırıcı olabilirdi.
‘Bağımsız kitapçıların önemi anlatılmalı’
Kitapçıların ya da bir yayınevinin korunması için okurlara çağrı yapıldığını görüyoruz. Okur desteğinin nasıl bir gücü var?
Okurun desteği bir yere kadar etkili olabilir. Asıl etkili olacak şeyler haksız rekabeti önleyecek, bağımsız kitapçıların ve yayıncıların yaşamasına olanak verecek yasal düzenlemelerin yapılmasıdır.
Bağımsız kitapçıların korunması, gelişmesi, daha önemlisi, sayılarının artması için neler yapılmalı?
Sabit Fiyat Yasası bir an önce çıkarılmalı. Yerel yönetimler bağımsız kitapçılara mekân sağlamak üzere çaba gösterebilir. Üsküdar’da açılan “Sahaflar Çarşısı” misali, yalnızca kitapçı dükkânlarının bulunduğu, yerel yönetimlerin kitapçılara makul kiralarla mekân sağladığı alanlar çoğaltılabilir. Yerel yönetimler ve il özel idareleri, kitap alımlarını kentin bağımsız kitapçılarından, şeffaf yöntemlerle ve yer almayı dileyen bütün bağımsız kitapçıları kapsayacak şekilde dönüşümlü olarak yapılabilir.
Bağımsız kitapçılar şehrin kültür sanat faaliyetlerine dahil edilebilir. İstanbul Bienali, örneğin, kimi kitapçıları mekân olarak bienale dahil etti bu sene. Bu türden kitapçıların tanınmasına ve müdavimlerin çoğalmasına katkısı olacak faaliyetler çoğaltılabilir.
Bağımsız kitapçılığın ne olduğunu, niçin önemli olduğunu, varlığının ve yaşamasının neden bir ülkenin kültür hayatı için vazgeçilmez olduğunu açık seçik anlatmak gerek. Hep tekrarladığım mantrayı yineleyeyim: Son bağımsız kitapçı da kapandığında, tekellerin, zincir mağazaların, online kitapçıların bize reva gördüklerine razı olmak zorunda kalacağız.
#Bağımsız kitapçılar#İzmir#Sabit fiyat yasası#Yayıncılar Kooperatifi#Yerdeniz Kİtapçısı