Kars Sinema Topluluğu, 12 yılı geride bırakan, bu alandaki en eski topluluklardan biri. Nasıl yola çıktınız, topluluk nasıl oluştu, ekipte kimler var?
2009 yılı yerel seçimlerinde belediye başkanı değişti. “Belediye festival mi yapar, belediye kültür merkezi mi işletir?” gibi soruları açık açık beyan eden yeni belediye başkanının gelmesiyle -geçmişi çok eski olmayan- Altın Kaz Film Festivali, Gezici Film Festivali, Kafkas Kültürleri festivalleri iptal edildi ve bir boşluk oluşmuştu. O süreçte bir grup gönüllü bir araya gelerek Kars’taki tek sinema salonunda çarşamba günleri tek seans film gösterimleri yaparak, sonrasında da salonda kalan seyircilerimizle filme dair, sinemaya dair söyleşiler yaparak başladık. 2010 yılından beri de yaz dönemi ve zorunlu aralar dışında -aynı yer, aynı gün, aynı saatte- Kars Şehir Sineması’nda her çarşamba, saat 19.30’da gösterimlere devam ediyoruz.
Topluluğun en başından beri içindeyim. Şu anda benim dışımda konservatuvardan bir akademisyen, bir doktor, bir ebe ve lise yıllarından beri gösterimlerimize gelen, şimdi ise Kars dışında, okuduğu üniversitenin sinema kulübünü yürüten bir öğrenci arkadaşımızla bu işi yürütmeye çalışıyoruz.
12 yıl nasıl geçti? Kimleri ağırladınız, nasıl anılar biriktirdiniz?
Başlarken çoğunlukla politik filmleri tercih edince, tartışmalar da ona göre oluyordu. Klasik solcu tartışmaları. Belli bir noktadan sonra kısırlaşmıştı. Ne yapabiliriz diye arayış içerisindeydik. O arayış sırasında Kafkas Üniversitesi’nde görev yapan, daha sonra ayrılıp İzmir’e yerleşen ama hâlâ topluluğumuz içinde yer alan, topluluğumuzun görünmez emektarı diyebileceğim arkadaşın cesaretlendirmesiyle 2015 yılında Başka Sinema’yla buluştuk. Başka Sinema bizim için dönüm noktası oldu. Hem nicelik hem de nitelik olarak büyük sıçrama yaptık diyebiliriz. Başka Sinema’dan önce telif meselesi nedeniyle korsan gösterimler yaptığımız için sosyal medya hesapları bile oluşturmamıştık. Başka Sinema’dan sonra sosyal medya hesapları da oluşturunca çevre ilçeler ve Ardahan’dan, Göle’den her hafta seyircilerimiz gelmeye başladı.
Bu işi yaparak öğrendik diyebiliriz. Sonuçta sinemayla bağımız seyirci olarak vardı. Dağıtım şirketi nedir, bunları bilmiyorduk. Sinemacılarla ilişki kurmayı, onları davet etmeyi, ağırlamayı, söyleşilerin daha verimli geçmesi için neler yapmamız gerektiğini deneyimledik. Biraz daha iyisini, en iyisini nasıl yapabiliriz diye düşünüyoruz her gösterimde. Emin Alper, Zeki Demirkubuz, Pelin Esmer, Yiğit Özşener, Tolga Karaçelik, Alin Taşçıyan, Kerem Akça, Ceylan Özgün Özçelik, Ramin Matin başta olmak üzere sanıyorum elliye yakın sinemacıyı konuk etmişizdir. Anı ve tecrübelerimizi anlatmakla bitmez. Birkaçını şöyle paylaşayım: Kargo şirketi film (DCP) kargosunu Kars yerine Karabük’e gönderince, çarşamba gününe yetişsin diye Ankara’dan tanıdık bulup DCP’yi Büyülü Fener’den aldırıp Kars otobüsüne ulaştırmak için çok uğraşmıştık.
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutuklandığı hafta bölgede interneti kesmişlerdi, internet yok. Film (KDM) gelecek ama internet yok. Nasıl çözeriz diye araştırırken tesadüfen üniversitelerin internetinin ayrı bir bağlantı olduğunu ve kesik olmadığını öğrenerek filmi üniversiteden bir arkadaşın emailine isteyip o şekilde o haftanın filmini göstermiştik. Filmin gösterimi sonrası üniversite öğrencileri “Filmi çok saçma bulmuştum ama söyleşiden sonra filmin ne kadar anlamlı olduğunu anladım” demişlerdi mesela.
Ramin Matin’in katılımıyla “Son Çıkış” filmini gösteriyoruz. Kars’ı gezmeye gelen turistler de gösterime katılmışlar. Film sonunda yaptığımız söyleşide söz alıp Fransızca soru sordu birisi, yönetmen de Fransızca yanıt verince herkes şaşkınlığa uğramıştı, “Biz neredeyiz, burası neresi?” diye.
Yine Doğu Ekspresi’yle İstanbul’dan Kars’ı gezmeye geldiklerini söyleyen, aynı zamanda Başka Sinema seyircisi yazar bir çift film sonunda söz almıştı, “Vizyondaki bir filmi izleyip gösterimden sonra salonda film üzerine konuşmak İstanbul’da bile yok. Bir tek Sinematek zamanında vardı” demişlerdi.
‘Kars’ta festival yok’
Gösterimler nasıl geçiyor? SineKars, kentte kimlere ulaşıyor? Kars izleyicisi en çok hangi filmleri seviyor?
Gösterimlerimiz pandemiye kadar ortalama olarak 100-150 seyirci ile geçiyordu. Pandemide ara vermek zorunda kalınca, üstüne bir de ekonomik kriz yansıyınca bu durum, şu aralar seyirci sayımız azalmasına neden oldu. Kars’ta çekilmiş ancak Kars’ta vizyon şansı bulamayan filmlere gala yaptığımızda yönetmen, oyuncu, sinema eleştirmeni vb. konuk ağırlayınca 269 koltuklu salona fuayeden sandalye taşıdığımız gösterimlerimiz de az olmadı. Seyircilerimiz çoğunlukla üniversite öğrencisi ve doktor, öğretmen, akademisyen, eczacı gibi meslek gruplarından. Zaten ayda dört çarşamba var. Onu da heba etmemek için adeta kılı kırk yararak filmleri belirliyoruz. Film programını festivallerde ödül almış filmleri takip ederek, belli yönetmenlerin ve İran gibi sineması gelişmiş ülkelerin filmlerine mutlaka yer vererek oluşturuyoruz. Başka Sinema’nın dışında dağıtıma giren ödüllü festival filmlerini de gösteriyoruz. Özellikle iki büyük dağıtım şirketinden yana dertliyiz. Hem tek gösterim için hem de teminat vb. talepleri nedeniyle göstermek isteyip de gösteremediğimiz filmler de yok değil maalesef
“Kars eskiden bir festival kentiydi” deniyor. Neden kesintiye uğradı? Kültürel açıdan “bir zamanlar Kars” nasıldı, bugün durum nasıl? Devam eden festivaller, etkinlikler var mı?
Maalesef bu festivalleri yapan belediye başkanı da aynı partidendi, aday gösterilmeyince başka bir partiden aday oldu ama seçimi kazanamadı. Kazanan başkan, festivalleri başlatan başkanla aynı partiden olmasına rağmen devam ettirmedi. Sonrasında seçilenler de istemediler. Gezici Festival’in yeniden gelmesi için çok uğraştık, randevu talep ettik, dosya verdik ama olmadı maalesef.
Kars’ın kültürel açıdan coğrafi konumunun da etkisiyle diğer kentlere nazaran daha özgün ve ileri bir yapısı olduğunu düşünüyorum. Bizim gösterimlerin ilgi görmesi ve bu zamana kadar gelmesinin bir nedeni de bu zenginlik diyebilirim.
Devam eden festival ne yazık ki yok. Yeniden olsun diye bir dernek kurduk ama araya önce pandemi girdi, sonra da belediyeye kayyım atanınca şimdilik hayal oldu maalesef. Azize Tan bizim için “Siz zaten yıl boyu festival yapıyorsunuz, ne gerek var festival yapmaya?” diyordu ama biz yine de bu festival düşümüzü sürdürüyoruz. Gerçi pandemi süresince film gösterimi yapamadığımız dönemde Ardahan Sinema Topluluğu’yla ortaklaşa Sürdürülebilir Film Günleri’ni düzenledik online olarak. Söyleşiler yaptık. Değişik bir tecrübe oldu bizim için de. Ayrıca yine seyirci ve takipçilerimizden uzak kalmamak için SineKars uzantılı Instagram hesabımız üzerinden sinemacılarla ‘Çarşamba Söyleşileri’ düzenledik. Diğer sinema topluluklarıyla ortaklaşa yapmak için çok uğraştık ama onlar cesaret edip girmeyince tek başımıza yaptık. Bu da ayrı bir tecrübe oldu bizler için.
‘Tarık Akan, Kadir İnanır gelmesin’
Bugüne kadar herhangi bir engellemeyle karşılaştınız mı?
Şimdiye kadar bir kez Tevfik Taş’ın “Oğlunuz Erdal” belgeselinin gösterimi öncesinde Emniyet’ten memurlar sinemaya gelmişlerdi. Haber verdiler, gidip izin belgesini gösterince sorun çözülmüştü. Başka da bir sorunla karşılaşmadık şimdiye kadar. +18 filmleri, LBGTİ filmleri hiçbir sorun olmadan gösterip sonrasında da gayet uygar bir şekilde söyleşiyoruz.
Yerel yönetim ya da kentteki diğer unsurlarla işbirliği yapmanız mümkün oluyor mu?
Yerel yönetim ve kuruluşlardan maalesef destek göremiyoruz. Yazın açık hava film gösterimleri yapmak için belediyeye teklif götürdüğümüz hâlde dönüş bile yapmadılar.
Bundan yedi sekiz yıl önceydi tesadüfen yerel basında Serhat Kalkınma Ajansı’nın Hollandalı dört bisikletçiye Çıldır Gölü’nü tanıtmak amaçlı 20 bin TL destek verdiğini okumuştum. SERKA genel sekreterini ziyaret edip film gösterimlerimizden bahsettim. Film günleri yapmak istediğimizi, Kars’ın tanıtımı için katkı sağlayacağını anlatıp bize bu konuda ekonomik destek talep ettim. Bana dediği “10 bin TL verebiliriz ama Tarık Akan gelmesin, Kadir İnanır gelmesin”. Niye diye sorduğumda, “Onlar hükümet aleyhine konuşur” cevabını aldım. Kabul etmedim tabii ki. İşte böylesi anlayışların yönettiği kurumlar ister istemez bize farklı bakıyorlar.
‘Amaç tüketim toplumu yaratmak’
Kars’ta bir tane sinema salonu var. Bu sinema, sizin gösterimleriniz dışında faaliyetini sürdürüyor mu?
Sinema salonunun mülkiyeti belediyeye ait. Kiralama yoluyla bir şahıs işletiyor. Pandemiden sonra bir süre kapalı kaldı. Nisan ayında el değiştirerek yeniden açıldı. Bizim dışımızda film gösterimleri var. Ama sinema gişe filmlerini tercih ettiği için bizim gösterimlerimiz dışında bağımsız sinema gösterimleri maalesef olmuyor.
Bağımsız yapımların gösterim alanlarının bu kadar kısıtlı olması, kentlerdeki kültürel hayatı sizce nasıl etkiliyor?
Sinema salonlarının AVM’ler içine hapsedilmiş olmaları ve hem sinema salonlarının tekelleşmesi hem de dağıtım şirketlerinin tekelleşmesi bu durumun başlıca sebebi diye düşünüyorum. Sistem her alanda olduğu gibi tüketim toplumu yaratma amacında. Sinemaya düşünme, sorgulama olarak değil de seyirci gülsün, eğlensin, salonda mısır, cips yesin çıksın ve salonda her şey bitsin şeklinde bakılıyor. Oysa bizim için sinema, film bittikten, salondan çıktıktan sonra başlıyor.
İyi film izlemek isteyen seyirci örgütlenmeli ve talep etmeli. Bu sağlanmadığı takdirde bizim gibi alternatif alanlar yaratılırsa başarılı olunacağı kanısındayım. Bağımsız sinemanın seyircisi bir yerlerde var ve birbirlerinden habersizler. Bir araya gelerek ve cesaret ve biraz da fedakârlıkla hareket etmeleri gerekiyor. Hakiki sinema seyircisinin, bağımsız sinema seyircilerinin olduğu kanaatindeyim.
‘Festivaller sinema topluluklarına alan açmalı’
Kars Sinema Topluluğu, başka topluluklara da örnek oldu, yeni ekipler kuruldu. Bugün iletişim halinde olduğunuz hangi topluluklar var? Yeni bir topluluk kurmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Bizden sonra ilk olarak Lüleburgaz Sinema Topluluğu kuruldu. Film seyretmek için Lüleburgaz’dan İstanbul’a giden sinefil arkadaşlar Başka Sinema kataloğunda Başka Sinema’nın gösterildiği salonlar listesinde Kars’ı görünce “Bu filmler Kars’a gidiyorsa Lüleburgaz’a neden gelmesin?” diyerek bizimle irtibata geçtiler. Ne yapmaları gerektiğini paylaştık. Biz de Başka Sinema’yla ilişkilerine referans olduk. Hatta bir kez çarşamba gösterimlerine katıldım. Ardahan’da sinema salonu olmadığı halde Dursun Akçam Kültür Merkezi’nde Ardahan Sinema Topluluğu’nun kurulmasına yardımcı olduk. Başka Sinema’nın blu-ray film göndermesini talep ettik, Kars’a davet ettiğimiz sinemacıların -kabul ederlerse- ertesi gün Ardahan’da seyircisiyle buluşmasına vesile olduk. Pandemi araya girince gösterimlere ara vermek zorunda kaldılar. Hâlâ başlayamadılar maalesef.
Samsun, Ardahan, Konya başta olmak üzere WhatsApp üzerinden haberdar olduğumuz sinema toplulukları ve girişimleri var. Bu sene mayıs ayında İşçi Filmleri Festivali kapsamında ‘İstanbul’da Sinema Toplulukları Çalıştayı’ başlığı altında yüz yüze bir araya gelme olanağı da yarattık.
Kars Sinema Topluluğu aslında bir okul olma özelliği de taşıyor. Kars’ta üniversite okuyan ve gösterimlerimize katılan öğrenciler, mezun olduktan sonra gittikleri şehirlerde, Kars’ta en çok özledikleri şeyin ‘Çarşamba Gösterimleri’ olduğunu sosyal medyada ve canlı yayınlarımızda mesajla ifade ediyorlar. “Keşke burada da olsa” diyorlar. Denemeleri oluyor ama koşulları bir araya getirme konusunda yeterince cesur ve fedakâr olamıyorlar maalesef.
Kentlerdeki kültürel yaşamın gelişebilmesi için sizce neler yapılması gerekli? Hem Kars özelinde hem genel olarak sizce nelere ihtiyaç var? Kars Sinema Topluluğu olarak -sektörden ya da diğer bileşenlerden- talepleriniz var mı?
Kentlerde kültürel yaşamın gelişmesi için yerel yönetimleri merkezi yönetimden daha çok önemsiyorum. O yüzden yerelde sanata, kültüre duyarlı insanların seçilmesi için asgari müştereklerde mutlaka ortaklaşılmasının, bu yönetimlerden mutlaka tiyatro, sinema, edebiyat günleri gibi organizasyonların ısrarla talep edilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Kars’a gelmek isteyen birçok sinemacı var ama ekonomik sebeplerden dolayı davet edemiyoruz maalesef. Birçoğunun bize “Bizi neden çağırmıyorsunuz?” diye gönül koyduklarını da biliyoruz.
Haftalık gösterim maliyetimiz şu anda 3 bin TL. Bugüne kadar da hiçbir kişi ya da kurumdan maddi destek almadan bu işi yürüttük. Ama artık zorlandığımızı da buradan paylaşmak isterim. Kars’ta bize bu konuda destek verecek kişi ya da kurum göremiyoruz maalesef. Büyük kentlerdeki sanata ve sinemaya duyarlı kişi ya da kurumlar destek verirlerse daha çok seyirciye ulaşacağımız kanısındayız. Biz şu anda vizyon filmi gösteriyoruz mesela. Seyircilerimizin klasik film talepleri oluyor. 13 yaşındaki oğlum bana sitem ediyor, “Baba hep büyüklere film gösteriyorsunuz, çocuklara neden göstermiyorsunuz?” diye. Ama ekonomik nedenler önümüzde engel maalesef.
Bir de son olarak Adana, Antalya, Ankara Film Festivalleri başta olmak üzere, sinema topluluklarını davet etmeli, bizlere kontenjan vermeli diye düşünüyoruz. Film festivallerinde filmleri önceden seyretmek, sinemacılarla birebir kontak kurmak bizler için önemli. Kars Sinema Topluluğu olarak kişisel ilişkilerimizi kullanarak davet ediliyoruz ama her çarşamba bağımsız sinemanın şehirlerinde gösterilmesi, daha çok seyirciyle buluşması için onca emek veren sinema topluluklarını görmezden gelmeyi doğru bulmuyorum. Türkiye’nin en büyük bütçesine sahip festivallerin en azından üç dört kişi konuk etmelerinde bütçe kısıtlılığını mazeret göstermesini doğru bulmuyoruz. O yüzden hem festival yönetimlerine hem de bağımsız sinemacılara buradan bir kez daha bu konuya duyarlı olmalarını sinema toplulukları adına vurgulamak isterim.
#Film Festivalleri#Kars#Kars Sinema Topluluğu#SineKars#Yerel yönetimler
Sizi yürekten kutluyorum İnan Bey. Söyleşiyi ilgiyle okudum. Ağzınıza sağlık. Sinemaya olan tutkunuzu biliyorum. Açıklamalarınız vesilesiyle katlandığınız özverinin boyutlarını da öğrenmiş oldum. Anlattıklarınızla salt Sinema Topluluğunuzun serüvenini değil siyasetin sanatı nasıl hırpaladığını da ortaya koymuşsunuz. Pandemi sonrası büyük bir iştahla açtığınız sezonda yine nitelikli filmlerin gösterimi ve ardından yapılacak ufuk açıcı söyleşiler için başarı ve şans diliyorum.
Kars’ a 2018 yılında geldiğimde duvarda
Yılmaz Güney belgeseli afişini farkedip sinemayı aradim Ondan sonra Kars sinema topluluğu ailem oldu.Yasadığım dört yıl içinde Istanbul’ da olsam izleyemeyeceğim filmleri izledim.
Kars’ ta başka bir alternatif yoktu ,sıkı sıkı sarıldığım aile ortamı ve beni ablaları kabul eden onlarca kişi.Bir yıldır Kars’ ta değilim en güzel anıları biriktirdiğim sinekars’ ı çok özlüyorum..