Millet İttifakı’na bağlı olarak 14 Mayıs seçimlerine hazırlanan İYİ Parti, 3 bin maddelik seçim beyannamesini yayımladı. “İYİ Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı”na katılarak konuşma yapan genel başkan Meral Akşener, “Diğer beyannamelerden çok temel bir farkı var; kişiye özel olarak hazırladık.” ifadesini kullandı.
Çevrimiçi portalda seçmenlerin kişisel özelliklerine ve ilgilenilen konulara göre sunulan beyannamede; kültür, toplumsal cinsiyet eşitliği ve doğal afetlere yönelik vaatler dikkat çekiyor. Seçim beyannamesinde toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine halkı bilinçlendirmek için uygulanacak vaatlere genişçe yer verilirken, LGBTİ+’ların haklarından söz edilmediği görülüyor. Laiklik ve inanmama özgürlüğü, farklı dini ve etnik kimliklere yönelik bir ifade de yer almıyor.
Kültür politikaları
Beyannamede kültürle ilgili olarak, Türkiye Kültür Envanteri veri tabanını oluşturarak, ülkede üretilen kültür ve sanat ürünlerini dijitalleştirerek bir veri bankasında muhafaza edilmesinin sağlanacağından bahsediliyor. Kültürel mirasın korunması konusu da atlanmıyor. Kültürel Mirası Koruma Enstitüsü’nün kurulacağının ifade edildiği metinde, bu konuda başka bir vaat daha yer alıyor:
“UNESCO´nun dünya kültür mirası listesine aldığı, yaşayan insan hazinelerine dâhil ettiği, namlarına anma yılları ilan ettiği değerlerimizin uluslararası resmî ve özel platformlarda tanınmalarını sağlayacak Anadolu’nun Değerleri projeleri hayata geçireceğiz.” Kültürel mirasın korunması adına sunulan politikalardan bir diğeri ise “Tarımsal araziler heba edilmeden yatay şehirleşme planlamasına özen gösterecek; tarihi ve doğal dokuyu koruyacak, estetik ve şahsiyetli şehirler inşa edeceğiz.”
Kültürle alakalı bazı maddeler şu şekilde:
- Tarihi ve kültürel potansiyeli yüksek olan illerimizde en az bir adet büyük ve modern bir müze yapacağız.
- Sahillerden Anadolu’ya Kültür Yolu Projesi başlatacağız. Bu projeyle sahil şeridi illerden Anadolu’daki inanç, kültür ve gastronomi merkezlerine ulaşımı hızlandıracak ve kolaylaştıracağız.
- Türk Dünyası’nda eğitim ve kültür alanında değişen koşullara uygun ve yeni nesli gözeten inşa edici projeler devreye koyacağız.
- Engelsiz Sanat Portalı kuracağız.
- Gezici Sahne projesi ve Plato Kentler programıyla Türk görsel sanatlarını geliştirecek ve tüm vatandaşlarımızla buluşturacağız.
- Yöresel el sanatlarının gelişmesini sağlayacak bir eğitim ve üretim planlaması geliştirecek ve pazarlama olanaklarını arttıracağız.
Toplumsal cinsiyet eşitliği
Beyannamede toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna geniş bir yer ayrılarak; eşitliği sağlamak üzerine verilen vaatler eğitim odağında ele alınıyor. Gençler ve kadınlar başta olmak üzere tüm vatandaşların; eğlenme, rahat bir nefes alma, dilediğince gülme, mutlu bir yaşam sürme hakkını güvence altına alınacağının altı çiziliyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümlerinin etkili şekilde uygulanacağı belirtilerek, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönüleceğinden de bahsediliyor. Kadınların iş gücüne katılması üzerine detaylı maddeler sıralanıyor. Beyannamede LBTİ+’lara dair bir ifade ise yer almıyor.
Kadınlarda iş gücüne katılım oranınının yüzde 32’den yüzde 50’ye çıkarılacağı vaadinin yer aldığı metinde, kamuda kadın yöneticilerin oranınının ise yüzde 50’ye çıkarılacağı söyleniyor. İş gücüne katılım oranını artırma yönündeki uygulamalar ise şöyle:
- Kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla okul sonrası için eğitmenli aktivite merkezleri ve kreşlerin sayısını yerel yönetimlerle iş birliği içinde, mahalle düzeyinde artıracağız. Bu amaçla yaşlı bakımına erişimi de iyileştireceğiz.
- Kadınların bireysel ve toplumsal yaşamlarını iyileştirmelerine destek olma, yeteneklerini geliştirebilme, yetkinlik kazanacağı platformlar yaratma ve kadınların ekonomik sürece katılımlarını artırma amacıyla sosyal ve ekonomik boyutları içeren Kadının Güçlendirilmesi Eylem Planı’nı hayata geçireceğiz.
- Özellikle ev işlerinde güvencesiz ve kayıt dışı çalışan kadın ev işçilerinin İş Kanunu’na tabi olmasını sağlayacağız.
Beyannamede “Basın ve Yayınla İlgili Hak ve Özgürlükler” başlığı altında kadın gazeteciler özelinde de bir vaat bulunmakta. Kadın gazetecilere yönelik mesleki ayrımcılığın karşısında durulacağı söylenerek, işe alımlarda ve ücretlerde cinsiyet eşitliğinin gözetileceği; kadınların yönetim mekanizmalarında olmaları gerektiği gibi yer almalarınının destekleneceği söyleniyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” olarak yeniden düzenleneceği, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nü yeniden yapılandırarak uygulayıcı birim olarak güçlendirileceği söyleniyor.
Çalışma hayatındaki şiddet ve taciz olaylarına karşı başta kadınlar olmak üzere; dezavantajlı tüm kesimleri korumak amacıyla ILO 190 sayılı Sözleşmesi’nin onaylanacağı da belirtiliyor.
Beyannamede kadına şiddet konusundaki diğer maddeler şu şekilde:
- Kadın Veri ve Bilgi Sistemi’ni hayata geçirecek, bölge ve demografik yapıyı da dikkate alan kadına yönelik şiddeti azaltmak üzere “risk haritaları” hazırlayacağız.
- Kadınların ve çocukların şiddete uğradıklarında bilgi ve hukuki destek alabilecekleri 81 yerel düzeyde Şiddet Kriz Merkezleri kuracağız. Bu merkezlerde eğitimli, tecrübeli, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı kadın uzmanların istihdamını sağlayacağız.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik olarak olarak ayrıca, insan hakları ve kadın-erkek eşitliği konularında nitelikli ve kaliteli derslerin, uzman pedagogların desteğini alarak zorunlu eğitim kapsamında müfredata alınacağı bildiriliyor. Cinsiyete dayalı ücret farkını ortadan kaldırmak için ise “eşit işe eşit ücret” hakkının anayasal ve yasal düzeyde güvence altına alınacağı vurgulanmakta.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsetmek adına eğitim üzerinden yapılan vaatler şu şekilde:
- Okul öncesi eğitim müfredatı dahil olmak üzere eğitimin her alan ve aşamasında toplumsal cinsiyet temelli ön yargıların, gelenek ve göreneklerin ayrımcılığa sebep olduğu gerçeğinden hareketle bu konuda eğitimler vereceğiz.
- Her üniversitede toplumsal cinsiyet üzerine çalışmış akademisyenler tarafından zorunlu toplumsal cinsiyet eşitliği dersi verilmesini sağlayacağız.
- Üniversitelerde ve üniversiteye bağlı fakültelerde öğrenci, akademisyen, personel ve diğer bileşenlerin de içinde yer alabileceği fakültede ve üniversitede toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimleri kurulmasını sağlayacağız.
- Evlilik öncesi toplumsal cinsiyet eşitliği kursları açarak çiftlere bakanlık bütçesinden ‘mutlu aile’ maddi desteği sağlayacağız. Kursa katılım sağlayan çiftlere sertifika vereceğiz. Toplumsal cinsiyet eğitiminin önemi ile ilgili kamu spotları yayınlayarak eğitime katılımın artmasını sağlayacağız.
- Kadınlara cinsiyet eşitliğini temel alan, kendi hak ve hürriyetlerini öğrenme ve diretme bilinci sağlayan ve bu hakların salt erkeklere ait olmadığına yönelik bilinçlendirici kadın seminerleri düzenleyeceğiz.
- Cinsiyet eşitliğine duyarlı aktif iş gücü politikaları, uyumlu eğitim sistemi ve teşvik mekanizmalarıyla kadınlara yeni, nitelikli ve kayıtlı iş imkanları oluşturacağız.
Temel hak ve özgürlüklerin korunması
İYİ Parti, temel hak ve özgürlükler başlığı altında, insan onurunun dokunulmazlığının ve devletin insan onuruna saygı gösterme ve onu koruma yükümlülüğünün anayasal güvence altına alınacağını söylüyor. “Temel hak ve özgürlüklerin üstün ve bir bütün olduğunu, birbirini tamamladığını; yasama, yürütme ve yargı organlarını bağladığını, hürriyetin esas, sınırlamanın ise istisna olduğunu Anayasayla açıkça düzenleyeceğiz” denilerek, Anayasa’da temel hak ve özgürlüklerin ödevle sınırlanması anlayışına son verileceği ifade ediliyor.
Düşünce ve ifade özgürlüğü
İYİ Parti, Anayasa’nın “Düşünce ve kanaat hürriyeti” ile “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”ni düzenleyen maddelerini birleştirerek, madde başlığını “Düşünce, kanaat ve ifade hürriyeti” olarak değiştirileceğini söylüyor. Böylece düşünce, kanaat ve ifade hürriyetlerinin güçlendirileceği düşünülüyor.
İYİ Parti’nin seçim beyannamesinde düşünce ve ifade özgürlüğü üzerine durduğu konularından biri nefret söylemi ve siber zorbalık. İnternet ve sosyal medya platformlarındaki nefret söylemi ve siber zorbalıkla mücadele edileceği belirtilip, “Toplumu ayrıştırıcı, nefret ve ayrımcılığı tahrik eden söylemlere müsamaha göstermeyeceğiz” deniliyor.
Düşünce ve ifade özgürlüğü başlığı altındaki diğer maddeler:
- İnternet mevzuatını uluslararası standartlara uygun olarak ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak ve kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz.
- 5651 sayılı Kanun’da internet sitesi yasaklamalarına ve internet üzerinde siyasi iktidar güdümlü idari denetlemeye ilişkin hükümleri kaldıracağız. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığının yetkilerini daraltacak, özgürlükçü bir bakış açısıyla yeniden yapılandıracağız.
- Wikipedia, Youtube, Ekşi Sözlük gibi kolektif içerik üreten mecralara erişim kısıtlamalarının önüne geçecek ve toplumun bilgiye erişiminin kısıtlanmamasını sağlayacağız.
Basın ve yayın özgürlüğü
İYİ Parti’nin seçim beyannamesinde basın ve medya özgürlüğüne yönelik olarak Sansür Yasası’ndan bahsedilmesi göze çarpıyor. Metinde, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik en ağır yasal saldırı olarak tanımlanan Sansür Yasası’nın ivedilikle kaldıracağı belirtiliyor.
Basın özgürlüğünün güçlendirileceğinin ifade edildiği beyannamede; medyada tekelleşmeye, sermaye yapısı ve kaynağının gizlenmesine, yasaya aykırılığa ise izin verilmeyeceği söyleniyor. Gazetecilik meslek örgütlerinin bağımsız ve özerk bir yapıya sahip olmalarını destekleme; bu örgütler üzerindeki siyasi baskı ve müdahalelerin önlenmesi de vaatler arasında yer alıyor.
Yeni bir “Medya, İletişim ve Halkla İlişkiler Yasası” hazırlanarak siyasi otoritenin müdahalesinden uzak bir kurumsal yapının tesis edileceğinden de bahsediliyor.
RTÜK’ün müdahaleci ve yasaklayıcı olmak yerine; yayın sektörünü düzenleyici ve sektörde ruhsat eşitliği sağlayan bir yapılanma halini alacağı söylenerek, RTÜK’ün cezalarının belirlenmesi konusunda daha şeffaf ve açık bir mekanizma oluşturulacağı ifade ediliyor.
Göçmen ve mülteci haklarına bakış
İYİ Parti “Hudut namustur!” diyerek mülteci sorunu üzerine vaatlerde bulunuyor. Açık kapı politikasının terk edileceği; hudut güvenliğini tam olarak sağlayacak tedbirler alınacağı; Millî Göç Doktrini doğrultusunda Türkiye’ye yönelik kitlesel göçün sınıra ulaşmadan sınır ötesinde tutulacağı belirtilerek şu ifadeler kullanılıyor: “Hudut kapılarından giriş ve çıkışların daha etkin ve güvenli yapılması için ilave tedbirler alacağız. Sınır hatlarında tespit edilen tüm kaçak göçmenleri geri gönderme merkezleri üzerinden peyderpey iade/sınır dışı etmeye başlayacağız.”
“Özellikle Afganistan mahreçli yoğun göç akımı karşısında ABD ile akdedildiği anlaşılan mutabakat/anlaşmayı süratle gözden geçireceğiz” denilerek, bu kapsamda Türkiye’ye giriş yaparak kaydolmuş kaçak göçmenlerin menşe/üçüncü ülkelere sınır dışı işlemlerinin hızlandırılması başta olmak üzere özel şartlarla yenileneceği belirtiliyor.
Beyannamede, sığınmacılara hiçbir şart altında vatandaşlık verilmeyeceği ve sığınmacılara tanınan tüm ayrıcalıkların iptal edileceği net bir şekilde ifade ediliyor. İYİ Parti, geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar ile diğer kayıtlı göçmenlerin kayıtlı iller dışında gerekçesiz ve uzun süreli bulunmalarına son verileceğini; bu konuda kontrol ve denetimlerin artırılacağını söylüyor. Çıkarılacak mevzuat ile Türkiye’de kayıt dışı çalışan Suriyeli sığınmacılar için bir yıllık süre ile ikamet ve çalışma izni verileceği; bir yıl sonunda söz konusu sığınmacıların ülkelerine dönüş sürecine dâhil edileceği de ekleniyor.
Sığınmacılar üzerine diğer maddeler şu şekilde:
- Yapılan duyuruya rağmen ikamet ve çalışma izni almadan çalıştığı saptanan UKAS ve Suriyeli sığınmacıları geri gönderme merkezlerine alacak ve sınır dışı edeceğiz.
- Suriyeli ve diğer uyruklu sığınmacılar ve müracaatçıların okula gitmeyen okul çağındaki çocuklarını okullaştıracak bu çocukların kendi etnik ve/veya dinî cemaatleri içinde eğitilerek ayrıksı bir bilinçle yetişmelerini önleyeceğiz.
- Suriyeli ve diğer uyruklu sığınmacılar ve müracaatçısı künye kayıt sistemi oluşturacak, Suriyeli sığınmacıların kayıtlarını (kabile, aşiret, doğum yeri, dinsel mezhebi ve etnik köken vb.) yenileyecek, Suriye ve Türkiye’deki kayıtlarını güncelleyeceğiz. Türkiye ve Suriye’deki bağlılık (okul durumu, çalışma, Suriye’deki evlerinin durumu vb.) ve şartlara göre sığınmacı aileleri gruplara ayıracağız.
Gençlik beyannamesinde kültür
İYİ Parti, ana beyannamenin yanında, gençlere yönelik vaatlerin yer aldığı bir Gençlik Beyannamesi de yayımladı. Gençlik beyannamesinde, “Başka ülkelerdeki gençler ile ülkemizdeki gençleri buluşturacak, uluslararası üne sahip sanatçı ve müzik gruplarının katılacağı konser ve festivalleri destekleyeceğiz” maddesi 2022 yazında valilik ve kaymakamlık kararlarıyla iptal ettirilen müzik festivallerini hatırlatması yönüyle dikkat çekiyor.
Beyannamede gençlere yönelik kültür vaatleri şöyle:
- Gençlerin kültür ve sanat aktivitelerinden 25 yaşına kadar ücretsiz yararlanmasını sağlamak için kültür kartı vereceğiz.
- Halk kütüphanelerini kültürel ve sanatsal etkinlikler açısından aktif birer çekim merkezi olarak yapılandıracak, “24 Saat Hizmet Veren Kütüphane” uygulaması başlatacak, ulaşım ve kütüphane imkanlarında saat engelini kaldıracağız.
- Yerel ve geleneksel el sanatlarımızı üreten sanatçılarımıza ve bu sanatları öğrenmek isteyen gençlere destek sağlayacağız.
- Örgün eğitim kurumlarında sanat atölyelerini yaygınlaştıracak, sanat derslerinde sayısal notlandırma sisteminden geçti/kaldı değerlendirme sistemine geçilmesini sağlayacağız.
- Yerel düzeyde sanat okulları açacağız.
Türk dünyasını bir araya getirme arzusu
Seçim beyannamesinde Türk devletleriyle dil, bilim ve teknoloji, iktisat konularında yapılacak iş birliğine dair ifadelere de yer veriliyor. Metinde, Türk Dünyası Dil Kurultayı, Türk Dünyası Bilim ve Teknoloji Kurultayı ve Türk Dünyası İktisat Kongresi’nin düzenleneceği; Türk Dünyası 2040 vizyonu çerçevesinde Türk Devletleri İş Birliği Örgütü yaklaşımına resmiyet kazandırılacağı; Türk Konseyi’ni Türk dili ve ortaklığı üzerinden genişletileceği ifade ediliyor.
Vaatler arasında dil ve alfabe birliği konusundaki çalışmaların bilimsel zeminde devam ettirileceği ve Atatürk’ün başlattığı yol haritasına uygun şekilde geleceğe taşınacağı üzerine bir ifade de yer almakta.
Yurtdışındaki Türklere yönelik vaatler
Seçim beyannamesinin son kısmı yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına ayrılıyor. “Yabancı Düşmanlığı, Ayrımcılık ve İslamofobi ile Mücadele” ve “Dil, Din, Kültür Bağlarının Korunması ve Geliştirilmesi” başlıkları altında bahsedilen uygulamalar dikkat çekiyor.
Yurtdışındaki vatandaşların maruz kaldığı ayrımcılık, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı gibi konularda uluslararası işbirlikleri geliştirmeye yönelik üst düzey temaslar kurulacağı söyleniyor. “İslamofobi ve ayrımcılıkla mücadeleyi konu alan bilimsel araştırmaları ve projeleri destekleyecek, ayrımcılık ve nefret söylemi izleme mekanizmaları kurarak bu vakaların belgelenmesini ve vatandaşlarımızın bu konudaki mağduriyetleri ile ilgili hukuki süreçlerinde onlara destek sağlayacağız” deniliyor.
Yurtdışındaki Türklerin kültür bağlarının korunmasına yönelik olarak da, kimlik ve kültürel aidiyetlerinin güçlendirilmesine yönelik çalışmaların gerçekleştirileceği belirtiliyor. Ayrıca, kapsamlı bir plan çerçevesinde yurt dışındaki vatandaşlara yönelik hizmetlerin kurumsallaştırıp; içinde bulundukları topluma entegrasyonları ile o ülkelerde ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal hayata daha da fazla dahil olmalarının destekleneceği ifade ediliyor.
#basın ve yayın özgürlüğü#düşünce ve ifade özgürlüğü#göçmen#İYİ Parti#Mülteci#seçim beyannamesi#Toplumsal cinsiyet eşitliği