Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe’de düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu. Erdoğan konuşmasında “Uzun yıllar boyunca kültür-sanat camiamızı tek düzene mahkûm eden, kültür hayatımızı çölleştiren, ideolojik bağnazlığa son verdik” dedi. Erdoğan devamında, “Türkiye’nin kültür-sanat ikliminin son 20 yılda giderek zenginleşmesinin, daha evvel esamesi dahi okunmayan sanat dallarının başarıdan başarıya koşmasının sebebi işte budur” diyerek bir kez daha “halka tepeden bakan, sürekli milleti aşağılayan elitist zihniyeti” eleştirdi:
“Halka tepeden bakan, sürekli milleti aşağılayan elitist zihniyet gerileyip, cumhur ile cumhuriyet arasındaki mesafe kapandıkça hamdolsun bundan ülkemizin kültür-sanat hayatı da olumlu etkilenmiştir. Biz görevde olduğumuz sürece Allah’ın izni ile hiç kimse Türkiye’yi tekrar eski baskıcı, yasakçı günlerine geri döndüremeyecektir. İlhamını bu topraklardan alan, ülkesi, milleti ve tüm insanlığın istifadesi için eser üreten herkese destek olmayı sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, “Türkiye Yüzyılı’nın sanatın ve sanatçıların yüzyılı olacağını” vaat etti.
‘Sanatçılar arasında ayrım yapmadık’
Erdoğan dil, din, mezhep fark etmeksizin Türkiye’nin kültür varlığını zenginleştiren herkese destek olmayı görev saydıklarını ifade ederek, Necip Fazıl, Nâzım Hikmet ve Ahmet Kaya’nın adlarını andı: “Hangi inanca, kökene, meşrebe sahip olursa olsun Türkiye’ye ve Türk kültürüne hizmet eden, katkı sunan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Sanatçıları arasında ayrım yapan değil, sanatçılarını bağrına basan bir Türkiye anlayışıyla hareket ediyoruz. Boynunda mahkûmiyet kararıyla ebediyete irtihal eden üstat Necip Fazıl’a nasıl hürmet gösteriyorsak tek parti döneminde hapislerde sürünen Nâzım Hikmet’e de aynı şekilde sahip çıkıyoruz. Bunu birileri gibi sadece lafta yapmıyoruz, icraatlarımızla, attığımız adımlarla açıkça ortaya koyuyoruz. Vatandaşlıktan çıkarıldıktan 58 yıl sonra Bakanlar Kurulu kararıyla Nazım Hikmet’e yeniden Türk vatandaşlığı veren biz olduk. Yaşadığı dönemde sırf Kürtçe şarkı söylemek istedi diye adeta linç edilen Ahmet Kaya’nın mezarını ülkemize getirme teklifinde yine biz bulunduk. Eski Türkiye’de gadre uğramış, ötelenmiş, hor görülmüş hangi fikir, sanat ve spor insanımız varsa hiçbir ayrım yapmadan hepsine biz kucak açtık.”
‘Türk müziğine tezek kokuyor dediler’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vefa Ödülü verilen Âşık Veysel üzerinden de Cumhuriyet’in ilk yıllarında “insana yönelik çarpık bakış açısı” olduğunu söyledi. Erdoğan, Âşık Veysel’e ödül sunuşunda şunları söyledi:
“Veysel Usta’nın şu dörtlüğü çağlar aşan mesajlarıyla kalplerimizi ısıtmaya devam ediyor. ‘Allah birdir, Peygamber Hak. Rabbil âlemindir mutlak. Senlik benlik nedir bırak. Söyleyim geldi sırası.’ Hakkı ve değişmez hakikati söyleyen böyle bir değerin yaşadığı dönemde sırf kılık kıyafeti sebebiyle Ankara’nın Ulus semtinden dışarı atılması milletimizin hafızasında onulmaz yaralar açmıştır. Gazi’yi görmek için Sivas’tan Ankara’ya 3 ay yol yürüyen Âşık Veysel’e yapılan bu kötülük, insanımıza yönelik çarpık bakış açısının da ifadesidir. Aynı zihniyet maalesef Türk müziğini, affedersiniz, ‘tezek kokuyor’ diyerek tahkir etmiş, yasaklamış, radyolarda çalınmasına engel çıkarmıştır. Millete ait ne varsa hepsini birden yenilik emaresi olarak yaftalayan faşizm heveslilerinin kültür sanat hayatımızda yol açtığı tahribatın izlerini ortadan kaldırmak elbette kolay olmadı. Esasen bu yılki vefa ödülümüzü büyük usta Âşık Veysel’e vererek aynı zamanda bir ayıbı temizliyor, devlet olarak kendisine şükran borcumuzu da ifa ediyoruz. Âşık Veysel Şatıroğlu’nu minnetle anıyor, ruhu şad olsun diyor, kendisine Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyoruz.”
‘Kültür merkezi sayısını 122’ye çıkardık’
Törende Erdoğan, göreve geldiklerinde 42 olan kültür merkezi sayısını 122’ye çıkardıklarını, Atatürk Kültür Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binalarını Türkiye’ye kazandırdıklarını aktardı ve sözleşmeli sanatçıların kadroya geçişleri, eğlence vergisinin sıfırlanması gibi çalışmalarla sanatçılara hak ettikleri imkânları sunduklarını anlattı.
Ödüller müzik alanında Ajda Pekkan’a, resim alanında Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan’a, sinema alanında Yılmaz Erdoğan’a, tiyatro alanında Ayla Algan’a, ilim-kültür alanında Prof. Dr. Hayreddin Karaman’a, edebiyat alanında Yavuz Bülent Bakiler’e, karikatür–animasyon alanında Varol Yaşaroğlu’na, gastronomi alanında Ömür Akkor ve Yunus Emre Akkor’a, dans-bale alanında Tan Sağtürk’e, mimari alanında Hilmi Şenalp’e, zanaat alanında Sevan Bıçakçı’ya ve geleneksel sanat alanında Gülbün Mesara’ya verildi. Vefa Ödülü ise Âşık Veysel Şatıroğlu’na değer görüldü.
Törene katılmayan Ayla Algan’ın ödülünü Bilge Nur Gülkılık, Yavuz Bülent Bakiler’in ödülünü İmdat Avşar, Gülbün Mesara’nın ödülünü Semih İrteş, Âşık Veysel’in ödülünü ise Çiğdem Özer aldı.
Beştepe düzenlenen törene Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de katıldı.
#2022 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri#Ahmet Kaya#Ajda Pekkan#Aşık Veysel Şatıroğlu#Ayla Algan#Eğlence vergisi#Nazım Hikmet#Recep Tayyip Erdoğan#Yılmaz Erdoğan