Parti programı ‘Geleceğe Türkçe Bakış’ bölümüyle açılıyor. Tarihi ve siyasi tespitlerde bulunulan bölümde, “küreselleşme sürecinin adil ve insani bir mecraya sokulmasının yolu”nun “insanların temel hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınmasından, kültürler ve medeniyetler arasında ekilmeye çalışılan kin ve nefret tohumları yerine karşılıklı saygı, hoşgörü ve anlayışa dayalı işbirliği çabalarının desteklenmesinden” geçtiği söyleniyor.
Ayrıca “Türk milletinin ve bütün insanlığın barış ve mutluluk içinde insanca yaşayacağı bir dünya ideali, Türkiye merkezli yeni bir medeniyet idealinin hayata geçirilmesiyle gerçekleşebilecektir. Sahip olduğu imkan ve kabiliyetleri ile doğal, tarihi, kültürel, beşeri değer ve kaynakları ile Türkiye, Türk ve İslam dünyasının çekim ve cazibe merkezi olacaktır” deniliyor.
MHP’nin ‘Dokuz Işık’ diye adlandırdığı temel değerler, ‘milliyetçilik’, ‘ülkücülük’, ‘ahlakçılık’, ‘ilimcilik’, ‘toplumculuk’, ‘köycülük’, ‘hürriyetçilik ve şahsiyetçilik’, ‘gelişmecilik ve halkçılık’ ile ‘endüstri ve teknikçilik’ten oluşuyor.
Milliyetçi düşüncesinin unsurları, “milli kimlik, milli dil, milli kültür, milli hakimiyet, milli devlet ve dayanışma kavramlarıyla” açıklanıyor.
‘Demokrasi’ başlığında, toplumsal barışın sağlanmasında “halkını küçümsemeyen ve onun milli ve manevi değerleriyle barışık aydınların” rolünden söz ediliyor.
‘İnsan Hak ve Özgürlükleri’ açıklanırken, “düşünce ifade etme ve inandığı gibi yaşama başta olmak üzere, bütün temel hak ve özgürlüklerine saygı duyulduğu” belirtiliyor.
‘Laiklik’ başlığında, “Bir devlet düzeni, din ve vicdan özgürlüğünü de içerdiği ölçüde laik ve demokratiktir” ifadesi yer alıyor. MHP programında dini inanç taşımayanların hak ve özgürlüklerinden söz edilmiyor.
‘Milli Birlik ve Bütünlük’ açıklanırken, ‘farklılıkların, milli hayatın zenginliği’ olduğu söyleniyor: “Ülkemizdeki yöresel ve geleneksel farklılıkları, millî hayatımızın zenginliği olarak telâkki eden bir inanç ve şuurla, tarih boyunca olduğu gibi tüm toplumsal renklerin hoşgörülü bir tutumla, adalet ve özgürlük ile karşılıklı anlayış ve iş birliği içerisinde ortak hedeflere seferber edilmesini millî birlik ve bütünlüğümüzün teminatı sayıyoruz.”
‘Sosyal Adalet ve Türk Toplumculuğu’ başlığında, Türk toplumculuğunun ‘farkı’ ifade edilmekte: “Tamamen millî bir duruştan beslenen, Türk milletinin asırların imbiğinden süzülerek gelmiş kültüründen feyiz alan Türk toplumculuğunun herhangi bir yabancı ideoloji ile benzerliği veya yakınlığı yoktur.”
‘Genel ahlakı zedelememek kaydıyla’
‘Temel Hak ve Özgürlüklerin Teminat Altına Alınması’ başlıklı bölümde, ‘Düşünce ve Kanaat Özgürlüğü’ ele alınıyor: “Partimiz; millî birlik ve bütünlüğü, kamu yararı ve genel ahlâkı zedelememek kaydıyla, herkesin düşünce ve kanaat, düşünceyi ifade etme ve inandığı gibi yaşama hürriyetine sahip olduğuna inanmaktadır.”
‘Din ve Vicdan Özgürlüğü’ başlığında inanç ve ibadet özgürlüğünden söz ediliyor: “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Toplum ve devlet hayatında, din ve vicdan özgürlüğünün engellenmemesi, insanların inançları ve ibadetlerinden dolayı kınanmaması, tenkit edilmemesi, hor görülmemesi, hangi gerekçe ile olursa olsun din ve vicdan özgürlüğünün baskı altına alınmaması ve hukuk dışı yollarla sınırlandırılmaması din ve vicdan özgürlüğü anlayışımızın esasını oluşturur.”
‘Eğitim ve Öğrenim Hakkı’nda Türkçe vurgusu var: “Eğitimin her kademesinde eğitim dilinin Türkçe olması, Türkçeden başka hiçbir dilin, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulmaması ve öğretilmemesi esastır.”
‘Kadın ve Çocuk Hakları’ bölümünde “Kadınlara karşı her türlü fiilî ve hukukî ayrımcılığa ve kadın istismarına karşıyız” deniliyor ancak programda toplumsal cinsiyet eşitliğinden söz edilmiyor. MHP programında LGBTİ+’lar anılmıyor.
Basın özgürlüğünün sınırları
‘Basın hürriyeti’, ‘basın ahlakı’yla birlikte ele alınıyor ve sınırları tarif ediliyor: “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve kamu düzenine aykırı olmamak üzere basın, yayın ve diğer iletişim araçları üzerinde kısıtlama konulmaması, sansür edilmemesi ve hür olması gerektiğine inanmaktayız. Bununla birlikte düzeltme ve cevap hakkı, kişilerin haysiyet ve şerefine dokunulmaması ve gerçeğe aykırı yayınlar yapılmaması gibi hususları içeren basın ve yayın ahlakının gelişip kurumsallaşması, bu doğrultuda mesleki denetim ve kamuoyu denetiminin de sağlanmasını gerekli görmekteyiz.”
‘Toplumsal Dayanışma ve Uzlaşma Kültürünün Geliştirilmesi’ başlıklı bölümde, ‘Sosyal uzlaşma’nın nasıl sağlanacağı açıklanmakta: “Yerel ve yöresel farklılıkların Türk kültürünün zenginliği içinde ve onun tamamlayıcı renkleri olarak görüldüğü bir anlayış üzerinde sağlanacak genel bir uzlaşmanın, toplumsal barış ve huzur için önemli katkı sağlayacağına şüphe yoktur.”
‘Politikalarımız’ ana başlığında, ‘Adalet’ bölümünde, ‘Dürüstlük kültürü’nden söz ediliyor: “Dürüstlüğü teşvik eden ahlaki ve idari davranış kuralları oluşturulacak, eğitimin her kademesinde, insanımıza dürüstlük ve sorumluluk gibi erdemlerin kazandırılmasına önem verilecektir. Medya ve sivil toplum kuruluşlarının da desteğinden yararlanılacak, dürüstlük kültürünün bir hayat tarzı olarak benimsenmesi esas olacaktır.”
‘İnançlı nesil yaratmak’
‘Sosyal Hedef ve Politikalar’ ana başlığı altında, eğitim politikasının temel amaçları sayılırken ‘erdemli ve inançlı nesiller’ yaratmaktan söz ediliyor: “Türk milletine mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevî ve kültürel değerlerimizi özümsemiş, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni gelişmelere açık, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı yüksek, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, girişimci, demokrat, kültürlü ve inançlı nesillerin yetiştirilmesi eğitim politikamızın temel amacıdır.”
Bu bölümde bir kez daha “Türkçeden başka hiçbir dil eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” deniliyor. Üniversite özerkliğinden MHP programında söz edilmiyor.
‘Gençlik ve Spor’ bölümünde “Gençliğin; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı hedefleyen unsurlara karşı milli değerlerle donanımlı olarak yetişmeleri sağlanacaktır” deniliyor.
Milli kültür ve Türkçe
Programda ‘Kültür ve Sanat’ başlığı altında sunulan bölümü, programda yer aldığı biçimde aktarıyoruz:
Uluslararası iletişim dili olarak Türkçe
Milleti millet yapan temel unsurlardan biri dildir. Millî kimliğimizin vazgeçilmez bir öğesi olarak gördüğümüz Türkçenin doğru ve güzel kullanımı esastır. Türk dili araştırmalarına önem verilecek, Türkçenin uluslararası düzeyde bilim, sanat, ticaret ve tele-iletişim dili olarak kullanılabilmesi için çalışmalar yapılacaktır.
Türk devlet ve topluluklarıyla ilişkiler; “dilde, fikirde ve işte birlik” esasına dayandırılacaktır. İktisadî ve kültürel iş birliği geliştirmenin temel unsuru olarak, Türkçe konuşulan ülke ve topluluklara yönelik dil ve kültür araştırmalarına önem verilecek, Türk.enin bütün lehçeleriyle anlaşılabilir ve kullanılabilir olması için şartlar oluşturulacaktır.
Millî kültürün korunması, geliştirilmesi ve tanıtılması
Farklı kültürler karşısında, özellikle yeni nesillerin kültür şokuna uğramasına ve kimlik bunalımına düşmesine mani olacak; kaliteli ve ihtiyaca cevap veren eserler ortaya konmasına yönelik millî kültür değerlerinin millete tanıtılması ve benimsetilmesini sağlayacak çalışmalar yapılacaktır.
Türk kültürü ve sanatının yaşatılması, geliştirilmesi, tanıtılması ve yaygınlaştırılması amacıyla Millî Kültür Endüstrisi oluşturulacaktır.
Millî kültür değerlerimizin yıpratılması sonucunu doğuran; kültürel değerler kargaşasına sebebiyet veren, kültür hayatımız ile ilgili millî mutabakatları bozan, kayıtsızlık ve düşmanlık örneği uygulamalar önlenecektir.
Uluslar arası kültürel iş birliği programları geliştirilerek, Türk kültürünün çevre kültürler için cazibe merkezi hâline gelmesi sağlanacaktır.
Sanata ve sanatçıya önem verilmesi
Sanat ve sanatçıların milli değerlerle barışık ve onu özümseyen bir anlayış içinde olması ve toplumu ortak değerler etrafında kenetlenmeye yönlendirmesi esastır.
Sanat ve zanaatlarımızın korunması, sosyal ve ekonomik fayda sağlanması ve kültürel değerlerimizin üretilen mal ve hizmetlere yansıtılabilmesi amacıyla, tasarımlara aktarılması sağlanacaktır. Bu suretle unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerler yaşatılacak ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde ulaştırılacaktır.
Geleneksel Türk sanatları ve folkloru korunacak, geliştirilecek ve tanıtılacaktır. Ata yadigârı eserlerin bakımı, tamir ve muhafazası, Türk mimarîsinin, musikisinin, tiyatrosunun, sinemasının, edebiyatının korunması ve geliştirilmesi bir devlet politikası hâline getirilecektir.
Tarihî eserlerimizin topluma kazandırılması
Asırlardan beri millî kültürümüzün temel eserleri olma niteliğini koruyan her sahadaki yazılı eserlerin yok olması önlenecek, bu eserler bugünkü yazı ve konuşma diliyle toplumumuza kazandırılacaktır.
Yurt dışındaki vatandaşlarımız
Yurt dışındaki vatandaşlarımızın millî kültür değerlerimizden kopmalarını önleyici ve benliklerini koruyucu tedbirler alınacak, içinde yaşadıkları toplumla çatışmaya düşmemelerine de özen gösterilecektir.
Kitle iletişim araçları ve kültürel kuruluşlar
Kitle iletişim araçlarının kültürel değerlerimizin yaşanmasında ve yaşatılmasında toplumsal sorumluluk içinde yayın yapmaları sağlanacaktır.
Kültürel değerlerimizin yaşanması ve yaşatılması amacıyla kültür merkezleri, bilimsel araştırma kurumları ve müzeler yaygınlaştırılacak, bu birimlere erişim kolaylaştırılacak ve gençlerin müzelerden ücretsiz yararlanması sağlanacaktır.
Türk vakıf eserleri ortaya çıkartılacak, korunacak ve yaşatılacak, vakıflar devletçe desteklenip var oluş amacına uygun hale getirilecektir.
Tarihin korunması
‘Kentleşme Konut ve Afet’ başlığında öncelikler sıralanırken, “Doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması ve yaşatılması, kentlilik kültürünün oluşturulması kentleşe politikamızın esasıdır” deniliyor. Ayrıca, “Kentlerde kültürel yozlaşmanın önlenmesi için, millî kültürün temel belirleyiciliği çerçevesinde kent ve kentlilik kültürü oluşturulmasına önem verilecektir” denilmekte.
‘Doğal, Tarihi ve Kültürel Değerlerin Korunması’ başlığında da “Doğal, tarihî ve kültürel değerlerin kirlenmesini, tahrip edilmesini ve yok olmasını önlemek için, çevre konusuna bilimi ve aklı esas alan, tarih, kültür, inanç ve millî menfaatlerimizle çatışmayan bir bakış açısıyla yaklaşılacağı” ifade ediliyor.
Turizm politikaları ise “Ülkemizin doğal, tarihi, kültürel ve diğer zenginliklerinin; çevreye duyarlı, tarihe saygılı, özgünlüğünü muhafaza eden ve sürdürülebilirliğini sağlayacak bir anlayışla, yüksek katma değer yaratacak şekilde değerlendirilmesi, turizm politikamızın esasını oluşturmaktadır” sözleriyle açıklanıyor.