Sosyal demokratlar ilk kez iktidara gelmiyorlar. Fikri Sağlar, döneminde iyi bir kültür bakanlığı yapmıştı. Fakat problemlerin hiçbirinin çözümüne kimse yanaşmamıştı. Şimdi neden yanaşacaklarına dair bir belirti yok. Umarım kültür sanatın, özellikle tiyatronun kamusal önemini kavramışlardır. Gelişmesi, topluma yerleşmesi için çalışırlar.
Şu anki vaatler bunun başarılacağı anlamına gelmiyor. Örneğin, devlet desteğinin adil dağıtılması bizim asıl problemimiz değil. Problem, devlet desteğinin kendisi zaten. Devlet desteğiyle, bugünün parasıyla tiyatrolara 100 bin lira tutuşturup, “Bu parayla bir yıl faaliyetlerini sürdür” dendiğinde problem oluşturulmuş oluyor. Özel tiyatrolar tiyatro faaliyetlerini nasıl, niye sürdürsün? Nasıl bir ihtiyaç var? Özel tiyatroların kamusal bir işlev görmesi için nasıl bir destekleme modeline ihtiyaç var? Demek istediğim, önce problemi kavramak lazım. Destekler zaten adil dağıtılmalı.
Ben devlet desteklerini yaklaşık 30 yıldır takip ediyorum. Hiçbiri zaten adil dağıtılmadı. Hep yakınan, mağdur olduğunu söyleyen tiyatrolar oldu. Demek ki temel bir problem var. Komisyonda bir zihniyet, yöntemde yanlışlık var.
Dünyanın farklı yerlerindeki modellerden biri seçilebilir. Çünkü yöntemi değiştirmek gerekiyor. Şu an söyledikleri AKP öncesine dönmekten daha fazlası değil. Problemleri çözmeye yeterli değil.
Bir de, seçim sonrası bu vaatler uygulanabilecek mi? Bence uygulanamaz. Saadet Partisi ya da Demokrat Parti geldi diyelim, bunlar nasıl uygulanacak? Böyle bir zihniyet kültür sanatı yönetmeye kalktığında, hangi kuralları koyacak belli değil. Problemleri nasıl bir tavırla çözecek?
Altılı Masa olanı devam ettirmekten başka bir şey yapmayacakmış gibi görünüyor. Küçük düzenlemelerle sanki durumu kotaracaklarmış gibi. Oysa özel tiyatroların sorunları küçük düzenlemeleri aşmış durumda. Acilen düzenlenmesi, politikalar üretilmesi gereken bir alan. Çünkü hak gaspı yaşanıyor. Vatandaşlık hakkı anlamında bir hak gaspı var. Sanatçısınız ve devletin imkânlarını kullanamıyorsunuz. Devlet Tiyatroları’nın bütçesi ne kadar, özel tiyatrolara ne kadar dağıtılmış?
Kamusal fayda için çalışacak kültür bakanı gelecek mi sahiden? Ortak bir kamusallık kavramına gelebilecek miyiz? Yoksa tüccar mı olacak? Dolayısıyla 20 yıldır yaşadığımız ve öncesinde de şahit olduğumuz, kamusal algının devletin elinden kurtarılması gibi bir problemimiz var. Altılı Masa, bir araya gelişi önceliyor gibi ama bunu toplumsal hayata yayacaklar mı? Yoksa yine tekçi bir kamusallık mı olacak? Kürtler, LGBTİ’ler anılmıyor, kadına bakış ortada. Sonuç olarak, umarım kamusallığa bakış gelişebilir ve bu bir araya geliş toplumsal hayata yayılabilir.
Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde, tiyatro alanıyla ilgili vaatlerden bazıları şöyle:
Kültür ve sanat alanında kamu tarafından sağlanan desteklerin fırsat eşitliğini gözeten, önceden ilan edilmiş objektif kriterlere dayalı, tarafsız kurullarca değerlendirilen bir çerçevede ve şeffaf bir biçimde verecek, desteklerin yerinde kullanımını titizlikle takip edeceğiz.
Gezici Sahne projesini başlatacağız.
Özel tiyatroları destekleyeceğiz.
Sanatçı gelirleri üzerindeki vergi yükünü hafifleteceğiz.
Kültür endüstrilerindeki vergi yükünü azaltacağız.
Yayıncılık, müzik, folklor, film sektörleri, festivaller ve müzikalleri destekleyerek istihdam, milli gelire katkı ve ihracat imkânları sağlayacağız.
#Altılı Masa#Devlet destekleri#Millet İttifakı#Ortak Politikalar Mutabakat Metni#Ortak Politikalar Mutabakatı#Özel tiyatrolar#Tiyatro