‘Neşemizi söndürtmeyeceğiz’
Filiz Kerestecioğlu Demir (Ankara, HDP ) –Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul Valisi, İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırı sonrası yayınladığı genel emirle caddede sokak müzisyenliğini, stant, sergi açmayı, kültürel etkinlikleri yasakladı. Yakında “Uygun adım marş!” zorunluluğu getirecekler İstiklal Caddesi’nde ve mesele aslında İstiklal Caddesi’nin ruhunu sömürmekmiş, bunu gördük ama böyle yaşamayacağız, neşemizi, müziğimizi, coşkumuzu söndürtmeyeceğiz, bunu bilesiniz.
Bu yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde Taksim Tünel’deki eyleme katılan, katılmayan, o an oradan geçen herkes polisten şiddet gördü. 216 kadın ve LGBTİ işkence edilerek gözaltına alındı. Kadın meclislerinin 27 Kasımda Kadıköy’de yaptığı eylemde ise 116 kişi gözaltına alındı. Yani şiddete karşı günde, sadece İstanbul’da 332 kadın şiddet görerek gözaltına alındı ve Türkiye’nin hemen her yerinde yasaklar ve polis şiddetiyle karşılaştı kadınlar.
Kemal Tahir anıldı
Erkan Akçay (Manisa, MHP) – Sayın Başkan, bugün, değerli aydınımız, romancı, yazar, şair, düşünce ve fikir insanı Kemal Tahir’in doğumunun 112’nci yıl dönümüdür. Kemal Tahir, Devlet Ana, Esir Şehrin İnsanları, Yorgun Savaşçı, Kurt Kanunu gibi eserlerinde tarihimizin kritik dönüm noktalarını dönemin ruhuyla tahlil edip romanlaştırmıştır. Eserlerini insanımızı anlama ve anlatma aracı olarak kullanmış, Türk toplumunun kendine özgü yapısını sosyal, siyasi, kültürel ve iktisadi özellikleriyle kaleme almıştır. Eserlerinde Kurtuluş Savaşı yılları ve Osmanlı tarihi gibi dönemleri işleyen Kemal Tahir, Türk romancılığına yerli bir kimlik kazandırmak için mücadele etmiştir. “Sanatta en büyük sahtecilik, millî kalıplara yabancı özler doldurmakla olur.” diyen Kemal Tahir, millî kültür ve sanatın önemini özellikle vurgulamıştır. Bu vesileyle Kemal Tahir’i saygıyla ve rahmetle anıyorum.
‘Engelli Cumhurbaşkanımız oldu mu?’
Serkan Bayram (İstanbul, Ak Parti) – 3 Aralık Cumartesi günü Dünya Engelliler Günü, farkındalık günü. Bu günü bir gün değil her gün hatırlamalıyız. Cumhurbaşkanımızın riyasetinde, son yirmi yılda, engelliler alanında sessiz devrimi gerçekleştirdik. 10 milyon engellimiz var, ailesiyle beraber 40 milyon. Engelliler ittifakı Türkiye ittifakıdır. Değerli vekillerimiz, engellilere bütün partilerimizin, herkesin sahip çıkması gerekiyor; hayatlarını kolaylaştırması ve her alanda da temsil ettirmesi gerekiyor.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı bitiyor ve ikinci bir Türkiye Yüzyılı’na ayak basıyoruz. Bugüne kadar yapılan sessiz devrimin taçlanması açısından, baktığımız zaman, bir engelli Cumhurbaşkanımız oldu mu? Yok. Engelli bakanımız var mı? Engelli Meclis başkanımız oldu mu? Engelli valimiz var mı? Engelli büyükelçimiz var mı? İşte, cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye Yüzyılı’na uygun olarak engelli kardeşlerimizi de bu alanlarda, icrai alanlarda görmek istiyoruz. 4 defa üst üste seçilerek on iki yıl boyunca Amerika Devlet Başkanı olarak hizmet veren Roosevelt, tekerlekli sandalye kullanan bir devlet başkanıydı. Kimi ülkelere bakıyoruz, bakanlar engelli, tekerlekli sandalyeli, şu anda İsrail Enerji Bakanı engelli. Bizim ecdadımız medeniyetimize bu konuda her zaman önayak olmuştur. Peygamberimiz bile… Zamanında Yemen’e vali atanıyor, engelli bir vali, Medine’ye yerine bir temsilci bırakıyor, vekil, o da engelli. O yüzden engelli kardeşlerimizin temsiliyeti de önem arz ediyor.
Bu milletin bir evladı olarak, sizlerin içinden gelen bir arkadaş olarak benim de hayatımı konu alan Buğday Tanesi filmimiz çıktı, Buğday Tanesi filmimiz yarın vizyona giriyor. 3 Aralıkta da Taksim Atatürk Kültür Merkezimizde galamız var, ben bütün vekillerimizi davet ediyorum galamızı hep beraber gerçekleştirelim diye.
Filmin konusu, benim hayat hikâyemi ve mücadelemi anlatıyor ve filmden elde edilen gelirle İstanbul Pendik’te Engelli Yaşam ve Kültür Merkezi kurulacaktır. Türk siyaset tarihinde ve Türk sinema tarihinde bir ilk olan film. Filmimizin amacı, 10 milyona yakın engellimizden birini hayata tutundurup mücadele ruhunu verirsek bu film amacına ulaşmış olur, umuda yolculuk filmidir. Sağ olsun insanlarımız, Türkiye’miz akın akın filmi izlemek istiyorlar ve film bütün Türkiye’de herkes izlesin diye 30 TL olacaktır.
İbrahim Aydemir (Erzurum, Ak Parti) – Bravo, helal olsun diyorum!
Serkan Bayram (Devamla) – Ve film bize yol gösterici olacaktır. Engelli olmayan ailelerimiz, kardeşlerimiz için de gençlerimiz için de bir model olacaktır ve engellilerin neler yapabildiğini gösteren bir film olacaktır ve mottomuz nedir? Mottomuz: “Buğday tanesi bir tanesi, milyonların sesi, milyonların hikâyesi.” Filmimizin Türk sinema tarihinde ve siyaset tarihinde bir ilk olması hasebiyle uğurlu olmasını, hayırlı olmasını diliyorum ve bu filmi Türkiye Yüzyılı’na hediye ediyorum. Sağ olun, var olun. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Konya’da hayvanlara şiddet
Özgür Özel (Manisa, CHP) – Sayın Başkan, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Mamak Belediyesine ait barınaklardan hafta sonu çok kötü görüntüler yansıdı. Bu konu, Parlamentomuzun üzerinde titizlikle durduğu bir konu. Bir araştırma komisyonu kurulmuştu, bu konuda kanuni düzenlemeler yapılmıştı ancak bu barınakların her türden denetiminin titizlikle yapılıyor olması lazım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim Parlamentoya önerimiz: -ki bunu yazılı bir hâle de getiriyoruz- Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda bir alt komisyon kurularak bu barınakların Parlamento tarafından tüm Türkiye’de etkin ve hızlı bir şekilde denetlenmesi lazım, hem haberli hem habersiz denetimler yapılması lazım, bu konuda Tarım Orman Komisyonunun bir alt komisyonunun olması önemlidir.
Fahrettin Yokuş (Konya, İyi Parti) – Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde Konya’mızda maalesef hayvanlara yönelik şiddetin acı bir tablosunu yaşadık. Konya Büyükşehir Belediyemize bağlı Hayvan Bakım Merkezinde maalesef çirkin görüntüler başta Konyalılar olmak üzere bütün halkımızı derinden üzmüştür. Burada yaşananlar gerçekten sadece o videoda görünen değil maalesef. Bu hayvan barınağının doğru dürüst denetlenmediği, hayvanlara yeterli ilginin gösterilmediği, hatta doğru dürüst beslenmedikleri ortaya çıkmıştır. Nasıl çıkmıştır? Başka video görüntüleri var ki yürek dayanması mümkün değil. Ölmüş olan hayvanları başka hayvanlar yiyor ve barınağın içinde yiyor. Bu barınak güya Türkiye’mizin en önemli, en güzel, en mükemmel hayvan barınağı. Şimdi, düşününüz ki Türkiye’nin en muhteşem hayvan barınağında ölmüş hayvanları diğer hayvanlar yiyorsa, insanlıktan çıkmış birkaç adam hayvanları acımasızca öldürüyorsa, yine, o belediyenin hayvan taşıma aracında paketlerin içinde, poşetlerin içinde canlı canlı kedilerimiz, hayvanlarımız varsa, hayvanseverlerin müdahalesiyle kurtarılıyorsa elimizi vicdanımıza koyup düşünmemiz lazım hepimizin. Bu mesele parti marti meselesi değil.
Tahir Akyürek (Konya, Ak Parti)– Gündem dışı söz istememin nedeni, 26 Kasım Cumartesi günü Cumhurbaşkanımızın Konya’mızda gerçekleştirdiği 18 milyar liralık yatırım ve diğer Konya yatırımlarıyla ilgili bilgilendirme ve değerlendirmelerimi gerçekleştirmekti fakat öncelikle, Türkiye gündemini bir hayli meşgul eden, Meclisimizde de gündeme gelen, siyasal gündemde de mevzu edilen Konya’daki Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi ve orada yaşanan olaylarla ilgili de bir bilgi vermek istiyorum. Bu bakımevinin ve rehabilitasyon merkezinin yapımında emeği geçen önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tabii, Türkiye gündemine gelen hayvanlara kötü muamele konusu, bu müessif olay hepimizi üzmüştür. Konuyla ilgili, Büyükşehir Belediyemiz adli ve idari takibat noktasında gerekenleri yapmış, şu anda da süreç devam etmektedir, Cumhurbaşkanımız da sürecin takipçisi olunacağını ifade etmiştir. Fakat bu barınaktan biraz bahsetmek istiyorum. 1 milyon metrekarelik bir alanda bir doğal yaşam alanı olarak oluşturulan bakımevi ve rehabilitasyon merkezinde karantina bölümleri, laboratuvarlar, klinikler, doğumhane gibi, hakikaten, çok modern bir tesis gerçekleştirildi ve bugüne kadar da on binlerce sahipsiz hayvanın, köpeğin, kedinin bakımı, aşılanması, kısırlaştırılması gerçekleştirildi. Biz şuna inanıyoruz: Hayvan hakları insan haklarının, insan hakları da hayvan haklarının alternatifi ya da birbirinin yerine geçecek olgular değildir, hem insanlarımızı koruyacağız hem sahipsiz hayvanlarımızı, o dilsiz dostlarımıza da gereken ihtimamı göstererek onları da sahipleneceğiz. Nitekim Konya’da, Türkiye’ye model bir uygulama şu anda da yürüyor. Bu sahipsiz hayvanlarımız sahiplendirilerek sahiplenen kişilere ve ailelere aylık olarak sahiplenilen köpeğin masraflarının ödenmesi sistemiyle binlerce hayvan da sahiplendirilmiş durumda. Bunu da ifade etmek istiyorum.