Demokrat Parti programı ‘Demokrat Parti Kendisini Yeniledi, Sıra Türkiye’de’ başlıklı sunuşla başlıyor ve parti programının nasıl hazırlandığı aktarılıyor: “Dünyanın herhangi bir merkezinde değil, başkentimiz Ankara’da, hukukun üstünlüğüne inanan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan, demokrat, laik ve Büyük Atatürk’ün ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ sözünün ışığında akıl ve bilim yolunun yolcuları, T.C. vatandaşı ‘Demokrat Partililer’ tarafından hazırlanmıştır.”
‘Demokrasi Evi’mizi İnşa Ediyoruz’ başlıklı birinci bölümde, Anadolu kültürüyle yoğurulmayan ideolojilerin reddedildiği; ırkçılık içermeyen milliyetçiliğin, yobazlık içermeyen muhafazakârlığın benimsendiği söyleniyor.
‘Anadili haktır, resmi dil Türkçedir’
Partinin ‘millet olmayı, kardeş olmakla eş tuttuğu’ belirtiliyor: “Aynı milletin ferdi olan kardeşler, birbirlerinin kimliğini sorgulamazlar. Alt kimlik, üst kimlik gibi, sadakat açısından şüphe doğurucu, dışlayıcı ve yabancılaştırıcı kavramlar üzerinden yepyeni aidiyet referanslarının peşine düşmezler. Niyet okumaya ve karakter sorgulamasına kalkışmazlar. Birbirlerini oldukları gibi kabul ederler.”
Bu bağlamda, ‘millet içinde alt kategoriler oluşmasının tehlikeli olduğu’ söylenirken, anadilinden söz ediliyor: “Demokrat Parti’nin önderliğini yaptığı demokratik Merkez siyasette, büyük ve şerefli milletimizin, tüm fertleri, annelerinden öğrendikleri dile, yerleştikleri coğrafi yöreye, inanç ve itikatlarına göre birer alt milletmiş gibi tasnif edilmezler.”
Programın devamında, anadili hakkına değinilse de ‘resmi dil Türkçedir ve Türkçe olarak kalacaktır’ deniliyor: “Demokrat Parti’nin eğitim anlayışının temelinde, ‘Herkesin kendi anadilini, din ve inancını öğrenme hakkının, temel bir insan hakkı olduğu’ düşünce ve değerlendirmesi yatar. Ancak, resmi dil yani eğitim dili Türkçe’dir ve Türkçe olarak kalacaktır.”
Aynı bölümde, ‘cinsel yönelim’ ifadesinin kullanılması dikkat çekiyor: “Parti, Türkiye’de yaşayan herkesin kökenine, inançlarına, gelir düzeyine, fiziksel durumuna, cinsiyetine, cinsel yönelimine, yaşadığı ve çalıştığı yere, yaşına, kim olduğuna bakılmaksızın eşit hak, özgürlük ve fırsatlara sahip olacağı bir düzeni meydana getirmeyi siyasal varlık sebebi olarak görmektedir.”
‘İfade özgürlüğü kutsaldır’
İkinci bölüm ‘Temel Haklar ve Hukuk Anlayışımız’ başlığını taşıyor. ‘İfade ve basın özgürlüğü’ başlıklı fasılda, ifade özgürlüğünün kutsal bir hak olduğu söylenmekte: “Türkiye’de çağdaş demokrasiler seviyesinde basın ve ifade özgürlüğü yoktur. Basın özgürlüğü güvence altına alınacaktır. Basın özgürlüğünün hiç bir ülkede gerçekten var olmayacağı son dönemde açıkça ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Demokrat Parti basın özgürlüğünü mutlaka güvence altına alacaktır.”
Programda, herkesin din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet, gelir ve yaş ayrımı gözetmeksizin fırsat eşitliğine sahip olduğu kaydedilirken; ‘Din, Vicdan ve İnanç Özgürlüğü’ başlığında laiklik vurgulanıyor.
Turizmle ilgili bölümde, Türkiye’nin sosyal ve kültürel olarak önemli bir konuma sahip olduğu hatırlatılarak, ‘İnanç Turizmi’ne yönelik politikalar üretileceği vaat ediliyor: “Turizmi sadece deniz ve kum olarak gören zihniyetin ötesine geçebilmeliyiz. Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizde, tarihi ve arkeolojik ve doğal zenginliklerimizin daha ön plana çıkartılması, turizmi destek amacıyla restorasyonlara kaynak aktarılması yoluyla Türk turizminde çok daha fazla gelir elde edilmesini mümkün kılacak ‘Turizm Kalkınma Planı’nı’ hayata geçireceğiz.”
‘Bölünmez bütünlüğü savunan gençler’
‘Sosyol Politikalarımız’ başlıklı altıncı bölümde, eğitimde fırsat eşitliği sağlanacağı ifade ediliyor: “Demokrat Parti’ye göre, herkesin okul öncesinden yüksek öğretime kadar, hiçbir engel ve ayrımcılığa tabi olmadan eğitim alabilmesi, temel bir insan hakkıdır. Bu haktan herkesin eşit olarak yararlanabilmesini teminen devlet, bir taraftan dar gelirli ailelerin çocukları için parasız yatılı okul kapasitesini arttırırken, diğer taraftan kredi ve karşılıksız burs imkânlarını, ihtiyacı olan tüm öğrencileri kapsayacak biçimde genişletecektir.”
Yüksek öğrenimle ilgili politikalarda YÖK’ün yapısının değiştirileceği, Üniversitelerarası Kurul’un yetkilerinin artırılacağı, üniversite özerkliği ile mali kaynakların denetimi arasında bir denge kurulacağı söyleniyor. Nasıl bir üniversite istendiği ise şöyle açıklanıyor: “Demokrat Parti, üniversitelerimizi, lider kişilikli, girişimci, evrensel değerlere açık, çağdaş, analitik düşünceye ve kavramsal beceriye sahip, özgüveni yüksek, demokrat, laik ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü savunan gençlerin rağbet edecekleri bir ilim-irfan yuvalarına dönüştürecektir.”
‘Çocuk Politikaları’nın aktarımında, cinsiyet rollerinden kaçınan bir eğitim sunulacağı kaydediliyor. Programda sokak çocuklarına yönelik politikalara ayrıca yer verilirken, çocuk işçilerle ilgili olarak ‘Sömürülen çocukları kurtaracağız’ deniliyor.
‘İki cins arasındaki eşitlik’
Programda kadın politikaları ‘Engellilere Sahip Çıkacağız’ başlığı altında ele alınıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinden söz edilse de ‘iki cins arasındaki eşitlik’ sözü dikkat çekiyor. Programda LGBTİ+’lar anılmıyor: “Cinsiyet eşitsizliği toplumsal yaşamın her alanında varlığını sürdürmektedir. İki cins arasında eşitliği sağlayacak politikalar sadece kadınların değil tüm toplumun yararınadır. DP, cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak ve kadınların insan haklarından, temel hak ve özgürlüklerden eksiksiz olarak yararlanabilmesi için kaynaklara ve karar alma mekanizmalarına erişim başta olmak üzere, tüm alanlarda reform niteliğinde değişiklikler yapacaktır.”
Burada ayrıca “Eşit muamele yerine sonuçlarda eşitlik ilkesini benimser. Herkese aynı şekilde muamele etmek yerine, herkesin sonuçta eşit olabilmesi için politikalar ve önlemler şekillendirir” denilmekte.
Demokrat Parti programında kültür politikalarına ayrılan bölümü, programda yazıldığı haliyle aktarıyoruz: Demokrat Parti’nin sanat politikası; kültürel zenginliklerimize ve tarihimize sahip çıkarak, Atatürk devrimlerinin ışığında daha çağdaş, daha modern bir sanat yapısı oluşturmaktır. Demokrat Parti; yerel yönetimleri, sivil toplum örgütlerini ve özel sektörü kendi yörelerindeki kültür ve sanat eserlerine sahip çıkmalarını özendirecek ve teşvikler verecektir.