İlk olarak, Kürtçe müzik dediğimizde, gelenekselden modern yorumlara, nasıl bir kaynaktan söz ediyoruz? ma müzik, bu kaynakla nasıl bir bağ kuruyor?
Kürtçe müzik veya Kürt müziği, ruhsal kaynağını toplumsal tarihten, yaşanmışlıklardan, Kürt folklorundan, sözlü kültürden, dengbêjlerden, destanlardan, bir ağıttan ya da bir düğün seremonisinden, bir iş şarkısından veya dini bir ritüelden alır. Aşktan alır. Tarihteki yaşanmışlıklardan veya güncel politik direniş kültüründen alır. O kadar çoğaltabiliriz ki…
Bizler ma music olarak Kürt folklorunu, geleneksel stranlarını klasik dediğimiz M. Arif Cizrawî, Meyrem Xan, Hesen Zirek ve daha nicelerinden alırız. Sözlü kültürle, dengbêjler aracılığıyla günümüze taşınmış stranları ma music’te akademik eğitim materyallerine dönüştürüyoruz. Aynı zamanda orkestralarımızda, özünü tahrip etmeyecek aranjelerle Kürdistan ve dünyadaki müzikal birikimden de beslenerek halktan aldığımızı tekrar halka iletmeye çalışıyor, geçmişle gelecek arasında bir kültürel kod köprüsü olmaya özen göstererek bağ kuruyoruz.
Kürt kültürünün yeni kuşaklara aktarılması ve gelişmesinde müziğin nasıl bir rolü var?
Kürt kültürü sözlü anlatı geleneği, dengbêjler, stranlar ve destanlarla günümüze kadar ulaşıp bize toplumsal tarihten bahsettiğinden dolayı müzikle taşınan ve nesilden nesle aktarılan kültürel kodları çok çarpıcı bir şekilde görebiliyoruz. Kültürel asimilasyona karşı müzik, Kürt müziği, stranları… O kadar can alıcı bir yerde duruyor ki. Şöyle söyler Konfüçyüs: “Bir milleti tutsak etmek isterseniz, ilk önce onun müziğini elinden alıp çürütün.” Müziğiniz sizi özgür kılar ve gelecek kuşaklara kültürel aktarımın da en vazgeçilemez ayaklarından bir tanesidir.
‘Herkes için, her yerde müzik’
ma music’ten söz etmeye başlamadan, önce Aram Tigran Kent Konservatuvarı vardı. Orada nasıl bir eğitim veriliyordu? Neden kapatıldı?
Aram Tigran Konservatuarı’nda sinema, tiyatro, resim, halk dansları ve müzik bölümlerinde Kürtçe ve akademik düzeyde üçer yıllık eğitimler veriliyordu. Bu bölümlerden yetişen onlarca sinema ve tiyatrocu var. Kayyumların gelişiyle özgürce ve anadilinde sanat yapma imkânı kalmadığından hepimiz ekipçe iş bıraktık, sonra da sözlemlerimiz feshedildi ve Aram Tigran Konservatuvarı adını Kent Konservatuarı, müzik bölümünün adını da Türk Halk ve Sanat Müziği Bölümü yaptılar.
Konservatuvarda müzik bölümü kendi içinde birçok alt birime sahipti. Notasyon, eğitim materyalleri hazırlama, derleme birimi (Bîra Muzîka Kurdî-Kürt Müziği Hafıza Merkezi), orkestralar için aranjeler yapma, Kürtçenin Kurmancî, Soranî ve Zazaki lehçelerinde çocuk stranları yapma gibi müzikle ilgili neredeyse her alanda alt birimler vardı.
ma music, 2017’den bu yana “Herkes için müzik, her yerde müzik” diyerek çalışmalarını sürdürüyor. Akademi nasıl kuruldu?
ma music, Mart 2017’de kayyumlardan sonra Kürt müziğinin akademik düzeydeki eğitiminin devam edebilmesi, çocuklar başta olmak üzere toplumun bir bütününün Kürtçe anadilinde müziksiz bırakılmaması için “Herkes için müzik, her yerde müzik” diyerek öğrencilerimizin ailelerinin ve kentteki sivil toplum kurumlarının da destekleriyle kurulmuş kolektif bir yapı. Müzikle ilgili ne varsa, Kürt müziği mutfağında yapılacak ne varsa, bunları yapmak için kuruldu.
‘Çocukları müziksiz bırakmayacağız’
Akademi bünyesinde pek çok farklı alanda çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalardan söz eder misiniz? Bu kapsam nasıl oluştu?
Kayyumlardan sonra fiziksel şartlar da dâhil neredeyse tüm şartlar değişti. Ancak bizim değişmeyen, hatta günden güne kendini geliştirip, değiştiren ve dönüştüren direngen ruhunuz; enerjimiz, coşkumuz, umudumuz oldu. Yeni bir çalışma ve üretme modeli oluşturup kurumsal vizyonu daha da güçlü tutup ekip ruhunun, dayanışmanın, birlikte üretip bunu halka ulaştırmanın her koşulda alternatif bir yolunu bularak, hayallerimizi gerçekleştirmek için imkânlar yaratmaya çalışıyoruz. Aşkla…
ma music bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetler şu şekilde: Doğum öncesinden 5 yaşına kadar Ebeveyn Katılımlı Müzik Eğitimleri, 6-14 yaş arası çocuklar için ma Çocuk Akademisi, 15-30 yaş arası gençler için ma music Akademisi, 10 yaş ve üzeri için Dengbêj ve Stranbêjî Akademisi, ma Çocuk orkestrası, ma Doğal Ritim Orkestrası, Jinma Kadın Grubu, Koma ma (ma müzik grubu), Orkestra ma, Bîra Muzîka Kurdî (Kürt Müziği Hafıza Merkezi).
Ayrıca ma music’te üretilen eğitim ve derleme çalışmalarının basımı için bir yıl önci kurulan ma Yayınevi, enstrüman yapım atölyesi, ses kayıt stüdyosu (aranje, mix-mastering), kurum içi eğitmen eğitimleri, yerel ve uluslararası Çocuk Sanat Atölyeleri, tüm enstrüman branşlarında kurslar, Çocuk Stranları Üretme Birimi… Bu alanlarda akademik düzeyde ve Kürtçe anadilinde çalışmalar yapıyor ma music.
Acı bir gerçek, yukarıda sıraladığım çalışmaların hepsini ya da birkaçını, tüm dünyada kurumsal olarak yapan başka bir kurum yok. Ve ma music’in bunları yapmama lüksü de yok. Ekipteki her bir arkadaşımız, farklı branşlarda Kürt müziği mutfağını daha da geliştirmeye çalışıyor. Her birimiz bunun tarihsel sorumluluğunun bilinciyle aşk ile çalışıyoruz.
Hem teorik hem de pratik eğitim veriyorsunuz. Eğitmenler nasıl bir araya geldi? Nasıl bir ekibiniz var? ma music bugün kimlere ulaşıyor?
ma music’te, Aram Tigran Konservatuarı’ndan bu yana devam eden çekirdek bir eğitmen kadrosu, ma music Akademisi’nde eğitmenler yetiştirdi. Mezun olan bu kişilerin büyük bir kısmı ma music’te eğitmen, müzisyen, notist, enstrüman yapım ustası, derlemeci, ses sanatçısı, aranjörlük gibi branşlarda ekibe dâhil oldu. Şu anda ma music’teki 35 kişilik ekibin 21’i akademi mezunlarımızdan oluşuyor.
Tüm ekibin şöyle bir ortak özelliği var: En zor koşullarda bile, kim nerede olursa olsun, çocuklara müzik eğitimi verebilecek olmamızdır. Çocukları müziksiz bırakmayacağımıza dair sözümüzdür bu. ma music bugün Amed’de 750 kayıtlı aktif öğrenciye ulaşıyor. Öğrenci profilinin yarısından fazlası burslu eğitim alan çocuklar ve gençler. Bunun yanı sıra her yıl Kargehên Zarokên Welêt (ülkenin çocukları için atölyeler) adıyla hem Kürdistan’daki hem Türkiye’deki hem de dünyanın farklı yerlerinde bulunan çocuklar için Kürtçe anadilinde müzik ve sanat atölyeleri yaparak herkese ulaşmaya çalışıyoruz. Tabii yaptığımız çocuk stranları ve kliplerle televizyon aracılığıyla her evdeyiz diyebilirim.
‘Binden fazla çocuk sırada’
Çocuklarla çalışmak neden önemli? Çocukların akademinin çalışmalarına ilgisi nasıl? Bir de ZAROK ma’da doğum öncesinden 5 yaşa kadar müzik eğitimi veriyorsunuz. Bu çalışmadan söz eder misiniz?
Çocukların gözlerindeki heyecana, umuda, coşkuya dokunabilmek, gözlerindeki, yüreklerindeki kıvılcımı coşkulu bir ateşe dönüştürebilmelerinin önünü açmak için, çocukların önünde engel olmaktan çıkıp özgüvenleri yüksek, sosyal, eleştirel düşünme tarzı edinmelerini sağlamak, kültürel kodları ile tanışmanın zeminlerini yaratmak, bunların hepsini yaparken de çocuklukların “şimdi” yaşayabilmelerini sağlamak için tabii ki de çocuklarla çalışmak önemli ve değerlidir. Akrabasından görerek gelenlerden televizyondaki kliplerden ve programlardan görerek gelenlere, ebeveynlerin farkında olup getirdiklerinden arkadaş ve dost tavsiyesiyle gelenlere, muazzam bir ilgi var akademiye, ma’ya. Hatta şu anda enstrüman kursları için sıra bekleyen binin üzerinde çocuk ve genç var.
ZAROK ma aslında 2014 yılında, Aram Tigran Konservatuarı’ndayken 8 çocukla birlikte Cevahir adındaki bir arkadaşımızın -o dönemde daire başkanımızdı aynı zamanda- evinde pilot bir çalışma olarak başladı. Bir yıllık pilot çalışmanın verimli sonuçlarından sonra konservatuvarın müzik bölümünde 0-5 yaşa özel hazırlanmış bir ders oldu. ma music ile birlikte bu çalışma daha da güçlendi, gelişti, eğitim materyalleri oluştu ve pandeminin de gelmesiyle hem bir müzik öğretim metoduna hem de bir okula dönüştü. ma’nın, imkânsızlıklardan alternatifler yaratıp çıkış yolları bulmasına en büyük örneklerdendir ZAROK ma. Ya bitecekti pandemiyle ya da daha da büyüyüp, gelişip, kurumsallaşacaktı ki bunu başardı.
Kültürel asimilasyona darbe vuran bir niteliğe sahip diyebiliriz. Dünya standartlarında, kültürel, akademik düzeyde, dünyadaki öğretim metotlarından da feyz almış, stranbêjî temelli, kendine özgü bir eğitim felsefesi ve öğretim modeli. Çocuklara 60 aylık olana kadar ZAROK ma’da eğitim verilir. Ardından hazırlarsa ve kendileri de isterse ma music Çocuk Akademisi’ne veya ma music bünyesindeki herhangi bir kursa gidebilirler.
Türkiye’de Kürtçe müzik eğitimi veren başka kurumlar da var mı? Bugün üniversitelerde Kürtçe müzikle ilgili dersler var mı? Bu alana yönelik akademik çalışmalar yapılıyor mu?
Diyarbakır’da, Van’da, Batman ve İstanbul’da Kürtçe müzik eğitimi veren kurumlar var elbette; KASED, Dicle Sanat Derneği, Mezopotamya Kültür Merkezi, Aryen Sanat gibi. Ama yetmiyor tabii ki. Kurumsal yapıların nitelikli bir şekilde artması gerekiyor. Türkiye üniversitelerinde Kürtçe müzik ile eğitim verilmiyor ne yazık ki. Türkiye’deki üniversitelerde, Kürtçe müzik için kaygısı olan, bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadar sayıda birkaç tane akademik tez var sadece.
‘Sanat kurumu, belediyenin birimi olmamalı’
Belediye bünyesinde çalışmakla kolektif ve bağımsız olarak faaliyet sürdürmek arasında ne gibi farklar var? ma music bugünkü belediyeden destek görüyor mu?
Her şeyden önce gereksiz bürokratik işlemlerden, yönetim tarzından kurtuluyorsunuz. Elbette yerel yönetimler ile desteklenen bir sanat kurumunun çok fazla imkânı olduğu bir gerçek. Ancak sanat kurumu, yerel yönetimlerden projelerle bütçe almalı ama hiçbir surette belediyenin bir birimi hâline gelmemeli.
Kurumsal tüm kararlar ve projeler için bürokratik işlemleri, dikey hiyerarşik kurumsal modele takılmadan halledip sanatsal gelişim için çok hızlı adım atabiliyorsunuz. Tabii burada bir fark var, maddi anlamda çok zorlandığınızdan ve imkânsızlıklardan da alternatif metotlar yaratmak zorunda olduğunuzdan, özgün ve bağımsız çalışma alanında gücünüzün, coşkunuzun, umudunuzun aslında ne kadar büyük olduğunu fark ediyor, çalışmanızı aşkla büyütüyorsunuz. Belediyeler bünyesinde “memur” olma hâlini yaşayabiliyorsunuz, sanat alanında çalışsanız dahi.
ma music bugünkü belediyeden destek almak için talepte bulunmaz. Meşru olmayan bir kayyumdan bahsediyoruz çünkü.
Salgın döneminde Diyarbakır Ticaret Odası’yla Amida Konserleri düzenlediniz ve büyük ilgi gördü. Bu işbirliği sürüyor mu? Yeni projeler var mı?
Diyarbakır Ticaret Odası kurulduğumuz ilk günden bu yana bize ve sanata olan desteklerini esirgemeyen kurumların başında geliyor elbette. Amida Konserleri de ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz çok etkili ve sanat düzeyi de yüksek bir çalışmaydı. Yeni dönemde Amida Konserleri devam edecektir.
‘Nûdem Durak yedi yıldır hapiste’
Kürtçe dili önündeki engeller, Kürtçe müziğin icrasına da yansıyor mu? Siz bugün engellemelerle karşılaşıyor musunuz?
İktidarlar Kürtçe dili üzerinde baskılar kurup yasaklasa dahi, müziği ancak çok kısıtlı bir şekilde yasaklayabilir. Belirli bir tarihte, belirli bir mekândaki bir Kürtçe müzik konserini yasaklayabilir, peki sonra? Dijital dünya her yerde ve her an var. Onu da geçtim, dünya dursa bile, evinin kapısının önüne çıkıp, balkonuna çıkıp, bir parkta, sokakta, yüksek sesle Kürtçe şarkı söylesek hepimiz, nasıl yasaklayacak? Baskılar, engellemeler her zaman olacak. Önemli olan direngen olma hâlini yitirmeden Kürtçe müziği herkese ve her yere ulaştırmanın alternatif yollarını keşfetmek.
Lokal olarak, kurumsal bir engellemeyle karşılaşmamamız, Türkiye’de engelleme olmadığı anlamına gelmiyor elbette. Bu ülkede Kürtçe şarkı söylediği için yedi yıldır cezaevinde olan Nûdem Durak var, siyasi parti mitinglerinin değil, mitingde çalınacak Kürtçe şarkının yasağı var. E tabii doğal olarak bizleri de etkiliyor.
Türkiye’de çokkültürlü, çokdilli bir kültürel hayatın sağlanması için sizce neler yapılmalı?
Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülmeli. Baskıcı, inkâr edici, yok sayıcı politikalarla, tek dil anlayışıyla sorun sadece derinleşir, çözülemez bir hâl alır. Türkiye’de yaşayan tüm halkların kültürel hakları anayasal güvenceye alınıp, hükümetler ve yerel yönetimler kültürel çalışmalara tam destek olmalı.
#Aram Tigran Kent Konservatuvarı#Diyarbakır#Kürtçe müzik#ma music center#müzik#Zarok ma