Kültür Meclisi

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür

Kültür Meclisi Nedir?

kultur@kulturmeclisi.com

MENU

Musa Dağı köylerindeki kırsal mirasın dünü bugünü

16 Mart Perşembe, 2023

Beste Selin Sürmeli

Koruma uzmanı, mimar Beste Selin Sürmeli, 6 ve 20 Şubat depremlerinin Hatay’daki kırsal mirasa etkilerini yazdı: “Tıpkı kentsel alanlarda olması gerektiği gibi, kırsalda da bir an önce tespit çalışmalarına başlanmalıdır. Alanında yetkin uzmanlarla koruma planları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Böylece köyler sahip oldukları soyut ve somut kültürel değerleri gelecek nesillere aktarabilmelidir.”

Paylaş

6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen iki büyük deprem Türkiye’nin 11 ili ile Suriye’nin kuzeyinde telafisi mümkün olmayan yıkımlara yol açtı. On binlerce insan enkaz altında yaşamını kaybetti ve yüzbinler yüreklerinde kaybedilenlerin acısıyla şehirlerini terk etti. Yıkımların en yoğun yaşandığı kentlerden biri Hatay’dı. 20 Şubat günü art arda gerçekleşen Defne ve Samandağ depremleriyle birlikte, kentin yapı stoğunun tamamına yakını ağır hasar aldı. Mekânlar, anılar, sokaklar yok oldu. Binlerce yıldan günümüze gelen soyut ve somut kültürel mirasımız büyük kayıplar verdi.

Felaketin ilk şoku atlatılırken kentin ve kırsalın yaşadığı kayıplar da bir bir ortaya çıkıyordu. Habib-i Neccar Cami, Ulu Cami, Valilik Binası, Meclis Binası, Adalı Konağı, Antakya Sinagogu, Aziz Pavlus Ortodoks Kilisesi gibi kent hafızasında önemli yer tutan yapılar büyük hasar aldı. Eski Antakya’nın sokak dokusu yerle bir haldeydi. Enkaz kaldırmanın hızlı ve kontrolsüz yapılmaya başlanmasıyla miras alanlarının bu işlemlerden zarar göreceği kaygısı kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Fazla geç kalınmadan kent içindeki kültürel miras alanlarına uyarı tabelaları asılarak bu yapılarda enkaz kaldırma işleminin geciktirilmesi sağlandı. Ancak aynı ilginin Antakya kenti çevresindeki kırsal yerleşmelerin korunmasına yönelik oluşup oluşmayacağı konusu tartışmalıdır.

Kırsal çevrenin korunmasıyla ilgili çalışmaların başlaması 20. yüzyılın ortalarını bulmuştur. 1999 tarihli ICOMOS Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü, geleneksel yapıların toplumca paylaşılan bir yapı geleneği ile yöreye uygun bir kimlik oluşturduğunu anlatır. İşlevsel, sosyal ve çevresel sorunlara yanıt veren, anonim olarak aktarılan tasarım ve yapı ustalığına dikkat çeker. Kırsal mimari, onu çevreleyen peyzajla birlikte geleneksel dokuyu oluşturmaktadır. Ülkemiz gibi kırsal peyzaj ve kırsal sit kavramının henüz benimsenmemiş olduğu ülkelerde korumanın yasalarda bir karşılık bulamaması, kırsal alanların yok olmasına neden olmaktadır. Köyler ve çevresindeki doğal alanlar kontrolsüzce yapılaşmakta, tarımsal üretimin azalmasıyla özgün dokular hızla yitirmektedir.

Musa Dağı köylerindeki kültür varlıkları

Tez konusu seçme aşamasında, kırsal mimarinin korunamaması üzerine benzer kaygılar taşımaktaydım. Doğup büyüdüğüm yer olan Samandağ’da geleneksel yapılar üzerine bir araştırma yapınca Musa Dağı’nda yer alan kırsal yerleşimler dikkatimi çekti. Araştırmalarım derinleştikçe köylerin tarihte yaşanan önemli olaylara tanıklık ettiğini öğrendim[1]. 1915 yılında alınan tehcir kararıyla yüzyıllardır bölgede yaşayan Ermeni halkın göç etmesi istenmiştir. Ancak köylerden toplanan kalabalık bir grup göçü reddederek Musa Dağı’nın yüksek noktalarına çekilmiştir. Yaklaşık 40 gün süren çatışma sonunda, bölge halkı o sırada Akdeniz’de bulunan bir Fransız savaş gemisiyle ülkeden ayrılmıştır. 1919 yılında başlayan Fransız egemenliği sonrasında Musa Dağlılar ile farklı coğrafyalardan gelen Ermeniler köylere yerleşmiş ve 1939’a kadar bu bölgede varlıklarını sürdürmüşlerdir. Hatay’ın anavatana katılmasıyla birlikte köyler tekrar boşalmıştır. Kalan az sayıda Ermeni topluluk ise Vakıflı Köy’de yaşamlarını sürdürmektedir. Köylerde yer alan konutlar, yapı malzemesi, yapım tekniği ve tipoloji açısından benzeşmektedir. Tarımsal üretim için dağlık arazide teraslama yapılarak zorlu coğrafi koşulların üstesinden gelinmiştir. Köylerin çevresinde ormanlık alanlar yer almaktadır. Yerleşme dokularının kendine özgü karakteri, yalın konut mimarisi, doğa ile insan etkileşiminin örneği olan tarım terasları ve bulunduğu coğrafyanın doğal güzellikleri göz önüne alarak köyleri çalışmaya değer buldum. Tez kapsamına aldığım birbirine komşu olan köyler[2] sırasıyla Kapısuyu, Hıdırbey, Vakıflı, Yoğunoluk, Eriklikuyu ve Batıayaz’dır (Şekil 1)

Şekil 1:  Musa Dağı üzerinde yer alan ve çalışma konusunu oluşturan köyler.

2016-2018 yıllarında belirli aralıklarla bölgeyi ziyaret ettim, gözlemledim ve fotoğrafladım. 228 adet kültür varlığı tespit ettim. Geleneksel konutların büyük bölümü, güncel ihtiyaçlara yanıt vermediği düşünülerek terk edilmiş ya da ahır/depo olarak kullanılmıştır. Köyler sit alanı ilan edilmemiş ve yeni yapılaşmayla ilgili hiçbir standart belirlenmemiştir. Kontrolsüz yapılaşma, mimariyle birlikte doğal peyzajın da zarar görmesine neden olmuştur. Özgün sokak dokusu yerine beton parke taşları döşenmiştir. Musa Dağı köylerinin eski fotoğraf ve kartpostalları incelendiğinde, bölgede pek çok köy evinin yıkıldığı tespit edilmiştir. Bütün bu bozulmalara ek olarak, 6 Haziran 2018 tarihinde yayımlanan “İmar Barışı” bölgede kaçak ve kontrolsüz yapılaşmayı arttırmıştır. Kırsal peyzaj örneği olan; seyyahların sadece bir yüzyıl öncesinde İtalya Alpleri’ne benzeterek hayran kaldıkları Musa Dağı köyleri bu özelliklerini büyük oranda kaybetmiştir ve kaybetmeye de devam etmektedir.

Şekil 2: Geleneksel dokuda bozulmalar (2018)
Depremlerin yapılara etkileri

Yaşanan depremler uzun zamandır bozulan kırsal dokuya son darbeyi vurmuştur. 6 ve 20 Şubat depremlerinin ardından bölgeden sağlıklı bilgi almak uzun bir süre mümkün olmadı. Kimi kaynaklar Musa Dağı köylerindeki asıl hasarın 20 Şubat depremlerinde meydana geldiğini iletti. Gazeteci Aslı Uluşahin depremden yaklaşık bir ay sonra köyleri ziyaret ederek yıkımın boyutlarını belgeledi. Bölgeden aktardığı bilgiler ve çektiği fotoğraflarla kırsaldaki yıkımı anlamak için önemli bir kaynak sağlamıştır. Köylerdeki yapılarda en sık rastlanan hasarlar taşıyıcı duvarlarda meydana gelmiştir. Duvarlarda kısmi dökülmeler ve çatlaklar tespit edilmiştir. Kimi yapılar da tamamen yıkılmıştır.

Şekil 3: Hıdırbey ve Yoğunoluk Köyülerinden Hasar ve Yıkım Örnekleri (Aslı Uluşahin)

Hıdırbey Köyü de geleneksel yapılarda duvar hasarlarının yoğun gözlemlendiği yerleşimlerden biri olmuştur. Restorasyonu tamamlanıp Hıdırbey Gastronomi Evi olarak 2022 yılında açılan yapının oldukça iyi durumda olduğu görülmektedir.

Şekil 4: Hıdırbey Hasarlı Yapı Örnekleri (Aslı Uluşahin)

Vakıflı Köyü’nde yer alan ve tescilli yapı olan Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi’nin duvarlarında hasarlar oluşmuştur. Aynı depremde hasar alan çan kulesi, daha fazla zarar görmemesi için avluya taşınmıştır.

Şekil 5: Vakıflı Meryem Ana Kilisesi’nde oluşan hasarlar (Aslı Uluşahin)

Yine tescilli bir yapı olan ve restorasyonu yapılmış olan pansiyon yapısında da duvar hasarları göze çarpmaktadır.

Şekil 6: Vakıflı Köyü Pansiyonu Deprem Öncesi ve Sonrası

17. yüzyılda inşa edilen ve 1940’lı yıllarda üzerine cami inşa edilen Yoğunoluk Kilisesi de depremi nispeten az hasarla atlatmış ancak minaresi yıkılmıştır.

Şekil 7: Yoğunoluk Camii Deprem Öncesi ve Sonrası

6 Şubat 4.17 itibariyle başlayan ve insan eliyle büyüyen bu felaketler zinciri yüzbinlerce insanın hayatında onarılmayacak kayıplara yol açtı. Bize ekolojinin, bilimin ve doğaya uyumlu yapılarda yaşamanın hayati önemini acı bir biçimde hatırlattı. Ekonomik ve sosyal koşulların sık değişimine direnemeyen, sürekli gözardı edilen kırsal alanlar deprem gibi büyük felaketlerde yardım ve desteklerin en geç ulaştığı yer olmaktadır. Binlerce yıldır aktarılan yaşam ve yapım kültürü korunamadıkça bu alanlar kırılgan hale gelmektedir. Musa Dağı köyleri, basit düzeyde de olsa belgelenmiş az sayıda kırsal alanlardan biridir. Ancak depremin zarar verdiği alanın büyüklüğü düşünüldüğünde pek çok bölgenin ağır hasar gördüğü ve belgelenemeden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu tahmin edilmektedir. ICOMOS Türkiye Komitesi 1 Mart’ta yayımladığı tavsiye metninde[3] belirtildiği gibi köy yapıları ve çevresinin korunması toplum belleğinin sürekliliği açısından önem taşımaktadır. Tıpkı kentsel alanlarda olması gerektiği gibi, kırsalda da bir an önce tespit çalışmalarına başlanmalıdır. Alanında yetkin uzmanlarla koruma planları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Afet koruma planları hazırlanarak gelecekte gerçekleşecek tehlikelere karşı hazırlıklı olunmalıdır. Ayrıca kırsal sit ve kırsal peyzaj kavramlarının mevzuata alınmasıyla birlikte kırsal yerleşimlerin koruma sorunları tanımlanmalıdır. Böylece köyler sahip oldukları soyut ve somut kültürel değerleri gelecek nesillere aktarabilmelidir.


[1] https://www.agos.com.tr/tr/yazi/7086/ermenilere-siginak-olan-musa-daginin-ve-bir-direnisin-hikyesi

[2] 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile köy ve beldeler mahalleye dönüştürülmüştür. Tez kapsamında ele alınan Musa Dağı yerleşimleri, bu yasal değişikliğe karşın köy kimliğini koruduğundan çalışma içerisinde “köy” olarak adlandırılmıştır.

[3] http://www.icomos.org.tr/?Sayfa=Duyuru&sira=111&dil=tr

#20 Şubat Depremleri#6 Şubat depremleri#Defne#deprem#Hatay#ICOMOS Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü#kültür varlıkları#Musa Dağı köyleri#Samandağ#Vakıflı Köy

Sizin görüşlerinizi önemsiyoruz. Yorumlarınızı bize iletin.

Yorum Gönderin Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlara da bakabilirsiniz

Kılıçdaroğlu’nun kültürel portresi I: Edebiyata, sinemaya, resme meraklı hesap uzmanı

Kılıçdaroğlu’nun kültürel portresi I: Edebiyata, sinemaya, resme meraklı hesap uzmanı

Kılıçdaroğlu’nun kültürel portresinin birinci bölümünde: Ailesi ve babasının hayatındaki rolü; edebiyata ilk yakınlık, ilk şiirleri; kütüphanelerin hayatındaki önemi; 68 Kuşağı’nın sosyal demokrat üyesi; Nâzım Hikmet’in portresi; siyasete girişi ve kitapçılara, sinemaya, resim galerilerine gitmeyi özleyen lider...
Devamı
Kılıçdaroğlu’nun kültürel portresi II: Adalet Yürüyüşü’nden Alevilik söylemine

Kılıçdaroğlu’nun kültürel portresi II: Adalet Yürüyüşü’nden Alevilik söylemine

Kılıçdaroğlu’nun kültürel portresinin ikinci bölümünde: Sanatçılarla birlikte Adalet Yürüyüşü; sanatçılara yönelik tavrı ve sanatçı tanımı; sansüre karşı duruşu; kadınlarla ilgili görüşleri ve Hanımcılık; ‘Ben Aleviyim’ videosu ve Dersim Katliamı’na bakışı...
Devamı
Kültür, enkaz ve moloz…?

Kültür, enkaz ve moloz…?

Doç.Dr. Elif Koparal’ın, “Cumhuriyetin II. Yüzyılında Kültür ve Sanatın Geleceği” sempozyumunda, ‘Devlet ve Sanat İlişkisi’ oturumunda yaptığı sunumu aktarıyoruz. Sempozyum 6-7 Mayıs tarihlerinde İzmir’de, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlendi.
Devamı
‘Artık öfkeli erkeklik tarafından yönetilmek istemiyoruz’

‘Artık öfkeli erkeklik tarafından yönetilmek istemiyoruz’

Senarist, yazar, Duvar gazetesi yazarı Zehra Çelenk’e sorduk: Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz? Nasıl bir kültürel gelecek hayal ediyorsunuz? Yanıtlarını aktarıyoruz:
Devamı
‘İzmir’in kültürel değerleri için risk yönetim çalışmaları yürütülmeli’

‘İzmir’in kültürel değerleri için risk yönetim çalışmaları yürütülmeli’

İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı ekibiyle İzmir’in kültürel ve doğal mirasını afet risklerinden korumak için yürüttükleri çalışmaları, kültürel ve doğal mirasın korunmasının önemini ve kişilere, kurumlara düşen görevleri konuştuk.
Devamı
Seçim kampanyalarında sosyal medya faktörü

Seçim kampanyalarında sosyal medya faktörü

Bugünün yeni siyasi arenası sosyal medya, yaklaşan seçimleri nasıl etkileyebilir? Siyasi liderler sosyal medyayı seçim kampanyalarında nasıl kullanıyor? Dr. Rafet Aykut Akay’ın görüşleriyle sosyal medyanın yürütülen kampanyalardaki rolünü ve etkilerini inceledik:
Devamı

Kültür Meclisi

kultur@kulturmeclisi.com

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür