Kültür Meclisi

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür

Kültür Meclisi Nedir?

kultur@kulturmeclisi.com

MENU

‘Sanat barıştır’

27 Mart Çarşamba, 2024

Kültür Meclisi

Bu yılki 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirisi’ni, 2023 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, Norveçli yazar Jon Fosse yazdı: "Aslında çok basit: Savaş ve barış birbirine kadar zıtsa, savaş ve sanat da o kadar zıttır. Sanat barıştır."

Paylaş

Her insan eşsizdir ve aynı zamanda herkes gibidir. Elbette dış görünüşümüzün başkalarından farklı oluşu iyidir, hoştur, ancak aynı zamanda her birimizin içinde yalnızca o kişiye ait olan, yalnızca o kişi olan bir şey vardır.

Buna “can” ya da “ruh” diyebiliriz. Ya da onu kelimelerle etiketlememeye, kendi haline bırakmaya karar verebiliriz. Ancak hepimiz birbirimizden farklı olsak da birbirimize benzeriz. Hangi dili konuşursak konuşalım, ten rengimiz, saç rengimiz ne olursa olsun, dünyanın her yerindeki insanlar temelde birbirine benzer.

Aynı anda hem birbirimize benzemek hem de birbirimizden tamamen farklı olmak bir paradoks olabilir. Belki de insan, beden ve ruh arasında köprü kurması açısından doğası gereği paradoksaldır; biz hem en dünyevi, somut varoluşu hem de bu maddi dünyaya bağlı sınırları aşan bir şeyi kapsarız.

Sanat, iyi sanat, özel olanla evrensel olanı birleştirmeyi muhteşem bir şekilde başarır.

Farklı olanı -yabancı olanı da diyebilirsiniz- evrensel olarak anlamamızı sağlar. Sanat, bunu başararak diller, coğrafi bölgeler, ülkeler arasındaki sınırları aşar. Sadece herkesin bireysel niteliklerini değil, her insan grubunun, örneğin her ulusun bireysel özelliklerini de bir araya getirir. 

Sanat bunu farklılıkları eşitleyerek ve her şeyi aynı hale getirerek değil, tam tersine bize bizden farklı olanı, uzak ya da yabancı olanı göstererek yapar. Tüm iyi sanatlar tam da bunu, yabancı bir şeyi, tam olarak anlayamadığımız ama aynı zamanda bir bakıma da anladığımız bir şeyi içerir. Deyim yerindeyse bir gizem içerir. Bizi büyüleyip sınırlarımızın ötesine iten ve bunu yaparken de tüm sanatların hem kendi içinde barındırması hem de bizi yönlendirmesi gereken aşkınlığı yaratan bir şeydir bu.

Ben zıtlıkları bir araya getirmenin daha iyi bir yolunu bilmiyorum. Bu, dünyada çok sık gördüğümüz, yabancı, özel ve farklı olan her şeyi, genellikle teknolojinin elimize verdiği en insanlık dışı icatları kullanarak yok etmenin yıkıcı cazibesine kapılan şiddetli çatışmaların tam tersi bir yaklaşımdır. Dünyada terör var. Savaş var. Çünkü insanların da hayvani bir yanı vardır; ötekini, yabancıyı büyüleyici bir gizem olarak değil, kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak deneyimleme içgüdüsüyle hareket eder. 

Özgünlük -hepimizin görebildiği farklılıklar- bu şekilde ortadan kaybolur ve geride farklı olan her şeyin yok edilmesi gereken bir tehdit olduğuna dair kolektif bir tekdüzelik kalır.

Dışarıdan farklılık olarak görülen şey, örneğin din ya da siyasi ideoloji, yenilmesi ve yok edilmesi gereken bir şey haline gelir. 
Savaş hepimizin içinde derinlerde yatan şeye, özgün olana karşı verilen bir mücadeledir.  Bu aynı zamanda sanata karşı, tüm sanatların derinliklerinde yatan şeye karşı bir savaştır. 

Burada özellikle tiyatro ya da oyun yazarlığı hakkında değil, genel olarak sanat hakkında konuşuyorum, ancak bunun nedeni, söylediğim gibi, tüm iyi sanatların derinlerde aynı şey etrafında dönüyor olmasıdır: Tamamen benzersiz, tamamen özel olanı almak ve onu evrensel hale getirmek. Özel olanı sanatsal olarak ifade ederek evrensel olanla birleştirmek: onun biricikliğini ortadan kaldırmak değil aksine onu vurgulamak, yabancı ve alışılmadık olanın açıkça parlamasına izin vermektir.

Aslında çok basit: Savaş ve barış birbirine kadar zıtsa, savaş ve sanat da o kadar zıttır. Sanat barıştır.

#27 Mart Dünya Tiyatro Günü

Sizin görüşlerinizi önemsiyoruz. Yorumlarınızı bize iletin.

Yorum Gönderin Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlara da bakabilirsiniz

Yıkıcı-yaratıcı sistemde kültürel değer üretimi: Antakya, Vakıflı Köyü

Yıkıcı-yaratıcı sistemde kültürel değer üretimi: Antakya, Vakıflı Köyü

Mimar, koruma uzmanı Doç.Dr. T. Gül Köksal yazdı: “Sadece deprem illerinde değil, ülkenin birçok yerinde karşımıza çıkabilecek hukuki ve fiili müdahaleler karşısında, bugüne kadar verdiğimiz mücadeleden daha farklı yöntemler düşünmemiz gerekiyor. Zira çok daha büyük bir sorunla karşı karşıyayız ve bu da bizim mevcut pratiklerimizi, yöntemlerimizi de güncellememizi, hatta dönüştürmemizi zorunlu kılıyor.”
Devamı
‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Slow Horses’, ‘The Gentlemen’, ‘The Ministry of Ungentlemanly Warfare’ gibi yapımlarda reji asistanlığı yapan Ayşe Ecer, ‘erkekler kulübü’ sayılan dizi-film sektöründe kadın olmayı anlattı: “Kıdemli olduğum halde aynı pozisyondaki erkek iş arkadaşlarımdan az para kazandığımı öğrendiğimde dünya başıma yıkılıyor sandım. Bunun ‘istenmeden yapılmış bir hata’ olduğuna inanmaya çalışsam da gerçeğin ne olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.”
Devamı
‘Komedinin doğası, yabancılara karşı önyargıları kırıyor’

‘Komedinin doğası, yabancılara karşı önyargıları kırıyor’

İstanbul eğlence hayatının yeni adresi İngilizce stand-up sahnesi. Neler olduğunu yerinde gördük ve aktörleriyle konuştuk. 4 aydır Türkiye’de yaşayan İranlı komedyen Rom Furcifer: “Farklılıklarımız ne olursa olsun... Tüm bu farklı insanlar kendilerini mantık temelinde aynı şeye gülerken buluyorlar. Önyargılarımızın veya yanlış anlamalarımızın ötesinde bir şey. Aslında güzel bir yemek gibi... İnsanları bir araya getiriyor ve bağlantı kurmalarını sağlıyor.”
Devamı
‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

25 yıldır işin mutfağında olan, müzik organizatörü ve menajer Serkan Fidan, festival ve konser yasaklarının sektöre etkilerini anlattı: “Artık keyfi engellerle savaşmaya, B, C, D planlarını uygulamaya inanın gücümüz kalmadı. İnsan hukuksal dayanağı oldukça zayıf, keyfi sebeplerle iptallerle karşılaştıkça kötü hissediyor. Kötü çocuk, istenmeyen evlat ya da adı her neyse…”
Devamı
Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Müzik yazarı Murat Meriç, yasaklarla dolu tarihimizi ve bugün vardığımız yeri yazdı: “Umudunu her dem diri tutan bir insan olarak bu cümleyi kurmayı hiç istemiyorum ama durum sahiden vahim. Tek çare yan yana gelmek ve ses çıkarmak. Sustuğumuz sürece bu yasaklar sürecek, üzerine yenileri eklenecek. Şu an herkes Zeytinli Rock Festivali için plan yapıyor. Peki bu festivalin yasaklanmayacağını nereden biliyoruz? Yasaklanırsa ne yapacağız? Bunları düşünmenin zamanı geldi, geçiyor.”
Devamı
‘LGBTİ+’ları savunan cesur bir ana muhalefete ihtiyacımız var’

‘LGBTİ+’ları savunan cesur bir ana muhalefete ihtiyacımız var’

Akademisyen İdil Engindeniz, LGBTİ+ hakları odağında iktidarın ve muhalefetin tavrını değerlendirdi: “Maalesef Türkiye’de hâlâ LGBTİ+ hareketin, LGBTİ+ insan haklarının arkasında durabilecek bir muhalefet zeminine sahip değiliz. Dolayısıyla iktidar için LGBTİ+’lar en kolay lokma haline geldi. Kendini en çok değiştirip dönüştürmesi gereken CHP. Daha cesur bir ana muhalefete ihtiyacımız var.”
Devamı

Kültür Meclisi

kultur@kulturmeclisi.com

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür