Kültür Meclisi

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür

Kültür Meclisi Nedir?

kultur@kulturmeclisi.com

MENU

‘Şefkatli bir Türkiye’ye dönmek isterim’

17 Nisan Pazartesi, 2023

Berna Güler

On yıldır Türkiye’den uzakta olan Pınar Öğün’e sorduk: Nasıl bir Türkiye’ye dönmek istersiniz?

Paylaş

Pınar Öğün, on yıldır Türkiye’den uzakta. Gezi Davası’nın ‘yurtdışındaki sanıklarından’ biri. Beraat etti, tekrar yargılandı. Hakkında 2985 yıl hapis isteniyor. Gezi Direnişi sonrasında hedef gösterilince Türkiye’den ayrıldı. Yıllardır üretimine Galler’de devam ediyor. Tiyatronun yanında müzik de var, resim de. Pınar Öğün, sosyal medyadan sık sık Türkiye’de dönmek istediğini söylüyor.

“Nasıl bir Türkiye’ye dönmek istersiniz?” diye sorduk. Yanıtını aktarıyoruz:

Benim için bir şeyler demek henüz kolay değil. Kendimi ifade etmek çok zorlaştı. Gittikten sonra bir daha geri dönemediğim masadaki sandalyemin boş kalmasından dolayı artık masada yerimin olmamasını bilmek acı veriyor. Bu acıyı ifade etmek için üstünde çok düşünmem lazım. Bu sebeple hiç beklemediğim bir soru oldu bu.

On yıldır içinde “bulunmadığım” ortamlara geri dönme ihtimalini düşünmenin ilk hissi; anksiyete. Yani fiziksel tepki veriyorum bu soruya.

Korku dolu bir heyecan.

Umut dolu kocaman bir çaresizlik.

Hayal dahi edemiyorum bu ihtimali.

Korkuyorum hayal kırıklığından. Defalarca yaşadığım hâlde kırılmayı, hâlâ korkuyorum yine hevesimi boğmak zorunda kalacağım diye.

Haksızlık ve hukuksuzluk sebebiyle 2985 yılla tiyatro oyuncusu olarak yargılanmanın mantıksızlığı bir yana, bunun sonucu olarak sevdiklerimden uzakta temassız kalışım ve onların hikâyelerinde artık hayalet gibi kalıyor oluşum, bu tedavisi mümkün bir konu mu bilmiyorum. 

Ancak şunu biliyorum; insan kendine şefkat vermeyi öğrenirse etrafına da şefkat verebilen biri oluyor. Şefkatsiz iyileşmiyor hiçbir şey. Bunu öğrendim ben.

Önce kendine şefkat göstereceksin. O yüzden kendine şefkat vermeyi becerebilen bir Türkiye’ye dönmek isterim.

Biliyorum ki şefkatle yapılan her şey, sonucunda güzellikler meydana gelmesine sebep oluyor. Çünkü detaylara özen gösteriyorsun şefkatli olunca, yapmış olmak için yapmıyorsun hiçbir şeyi. Zaman geçirebiliyorsun her ne ise emek verdiğin, zamansızlıkta kaybolup keyif alarak tamir edebiliyorsun bir şeyi örneğin. Özen gösterdiğin şey ne olursa olsun emeğin, canın içi oluyor dokunduğun her şey…

Enerjini, tüm konsantrasyonunu kullanarak, varlığını katarak emek vermek şefkatle olabiliyor ancak, şefkatten doğan disiplin bir annenin bebeğini emzirmesi gibi. Öyle bir doğal akışı var. Beslemek, büyütmek, onarmak, yeşertmek, özen göstermek ve emek vermek bizleri güvende tutup yaşatacak, buna inanıyorum.

Türkiye kocaman bir yuva. Ve bu korku dolu hâlinden özenle ve dikkatle her gün inatla kendimize ve etrafımıza şefkat göstererek çıkartıp her bir zerresini iyileştireceğiz. Bu çok mümkün.

#Gezi Davası#Gezi Direnişi#Nasıl bir Türkiye

Sizin görüşlerinizi önemsiyoruz. Yorumlarınızı bize iletin.

1 yorum

  1. Reyhan dedi ki:
    Nisan 17, 2023, 9:50 pm

    Bir insan olarakengellemiş olmanızdan üzüntü duyuyorum umut edıyorum inanmak istıyorum doneceksınız donmalısınız aıt olduğunuz yerlere

    Cevapla

Yorum Gönderin Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlara da bakabilirsiniz

‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Kadınlar söz sahibi olmaya başlayınca, film sektöründeki erkekler kulübü yıkılacak’

‘Slow Horses’, ‘The Gentlemen’, ‘The Ministry of Ungentlemanly Warfare’ gibi yapımlarda reji asistanlığı yapan Ayşe Ecer, ‘erkekler kulübü’ sayılan dizi-film sektöründe kadın olmayı anlattı: “Kıdemli olduğum halde aynı pozisyondaki erkek iş arkadaşlarımdan az para kazandığımı öğrendiğimde dünya başıma yıkılıyor sandım. Bunun ‘istenmeden yapılmış bir hata’ olduğuna inanmaya çalışsam da gerçeğin ne olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.”
Devamı
‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

‘Keyfi engellerle savaşmaya gücümüz kalmadı’

25 yıldır işin mutfağında olan, müzik organizatörü ve menajer Serkan Fidan, festival ve konser yasaklarının sektöre etkilerini anlattı: “Artık keyfi engellerle savaşmaya, B, C, D planlarını uygulamaya inanın gücümüz kalmadı. İnsan hukuksal dayanağı oldukça zayıf, keyfi sebeplerle iptallerle karşılaştıkça kötü hissediyor. Kötü çocuk, istenmeyen evlat ya da adı her neyse…”
Devamı
Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Yasakların yasaklanacağı günün özlemiyle…

Müzik yazarı Murat Meriç, yasaklarla dolu tarihimizi ve bugün vardığımız yeri yazdı: “Umudunu her dem diri tutan bir insan olarak bu cümleyi kurmayı hiç istemiyorum ama durum sahiden vahim. Tek çare yan yana gelmek ve ses çıkarmak. Sustuğumuz sürece bu yasaklar sürecek, üzerine yenileri eklenecek. Şu an herkes Zeytinli Rock Festivali için plan yapıyor. Peki bu festivalin yasaklanmayacağını nereden biliyoruz? Yasaklanırsa ne yapacağız? Bunları düşünmenin zamanı geldi, geçiyor.”
Devamı
‘Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyor gibi hissediyorum’

‘Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyor gibi hissediyorum’

11 ülkeden sanatçının eserlerinin sergilendiği ‘Ev’ sergisinin küratörü Darico Hasaya ile sergiyi ve göçmen bir sanatçı olarak Türkiye’deki deneyimlerini konuştuk: “Rusya, Gürcistan ve Türkiye, bu ülkeler için sonsuza kadar kan ağlayacağım. Türkiye’de ne yaşanıyorsa ailemde yaşanıyormuş gibi hissediyorum. Ama Türkiye benim nihai varış noktam değil.”
Devamı
‘Okur hangi birimizi kurtarsın?’

‘Okur hangi birimizi kurtarsın?’

Parşömen Ebebiyat’ın yayın yönetmeni, yazar Onur Çalı: “Bir edebiyat dergisi çıkarmak neden sürdürülebilir değil bu ülkede? Konuşulması gereken bu. Kapanan bağımsız yayınların, dergilerin yerlerine yenileri çıkabiliyor mu? Varlık, Notos gibi dergiler bile yayın hayatlarını sürdürmekte giderek zorlanıyorlarsa ortada büyük bir sorun var demektir.”
Devamı
‘Yalnız değilsiniz. Cesaretinize büyük hayranlık duyuyorum’

‘Yalnız değilsiniz. Cesaretinize büyük hayranlık duyuyorum’

‘Pride’ filminin ödüllü senaristi Stephen Beresford: “Yalnız değilsiniz. Neler olduğunu görüyoruz. Cesaretinize büyük bir hayranlık duyuyorum. Onur Yürüyüşlerinden, tazyikli su ve hatta göz yaşartıcı gazın olduğu şok edici görüntüler hatırlıyorum. Dünya bunu görüyor ve umarım elimizden geldiğince yaşananlara bir ışık tutabiliriz.”
Devamı

Kültür Meclisi

kultur@kulturmeclisi.com

  • Görüşler / Görüşmeler
  • Akademisyenler
  • Kültür Kuruluşları
  • Kültür Üreticileri
  • Meslek Örgütleri
  • Siyasi Partiler
  • Sizden Gelenler
  • Kültür Meclisi sizin fikirlerinizi önemsiyor. Önerilerinizi, talep ve beklentilerinizi bize yazın, yayımlayalım. Kültür Meclisi’nde sizin de sözünüz olsun.
  • Bilgi Merkezi
  • Güncel Gelişmeler
  • Anayasa ve Yasalar
  • Makaleler ve Tezler
  • Parti Programlarında Kültür
  • TBMM Tutanaklarında Kültür